Salih Nebi, kırk sene uyuyup, sonra yine,
İmana davet için, geldi tekrar kavmine.
Buyurdu ki: (Ey kavmim, La ilahe illallah!
Deyin ki, ahirette bulasınız tam felah.)
Kelime-i tevhidi deyince Salih Nebi,
Bütün putlar, yüz üstü devrildi kütük gibi.
Reisleri, o anda düşüp hayret içine,
(Sen kimsin?) diye sordu, Hakkın bu elçisine.
Salih aleyhisselam, tanıttı kendisini.
O ise dedi: (Hayır, unutmuştuk biz seni.
Zira sen, aramızda yok idin kırk senedir.
Şimdi çıktın ortaya, anlamadık, bu nedir?)
Velhasıl o kâfirler, inanmayınca yine,
Bir kartal, süzülerek geldi üzerlerine.
Dedi: (Ey Semud kavmi, gerçekten bu Salih'tir.
Ve Allah tarafından gelen bir Peygamberdir.)
Bir tanesi dedi ki: (Evet, seni tanıdık.
Ama biz, seni asla istemiyoruz artık.
Sen, öğüt ve nasihat edersin bize yalnız.
Ama bizim onlara, yoktur ihtiyacımız.
Ve sana, son olarak deriz ki, git buradan!
Seni istemiyoruz, uzak ol bu diyardan.)
Salih Nebi, cevaben buyurdu ki: (Ama siz,
Çoluk çocuğunuzla, bugün öleceksiniz.
Yarın da, anan baban ölecek şu saatte.
Benim bu dediklerim, olacaktır elbette.
Çabuk iman eyle ki, iman ile ölesin.
Ahirette, bitmeyen nimetlere eresin.
Ve seni dirilterek, ilerde cenâb-ı Hak,
Gösterir bu kavime, bir mucize olarak.)
Bu sözler üzerine, o kişi etti iman.
Ve imanlı olarak, çıkıp gitti oradan.
O kişi, aynı günde vefat etti hakikat.
Çoluk çocuğu dahi, aynı gün etti vefat.
Anne ve babası da, ertesi günü yine,
Göçtüler hakikaten, ahiret alemine.
Semud kavmi, bu hali duyup hayret ettiler.
(Salih'in o sözleri, doğru çıktı) dediler.
Reisleri Cenda da, olan hadiselere,
Bakarak, bir korkuya kapıldı birdenbire.
O zaman Salih Nebi, buyurdu ki: (Ey kavmim!
Duamla diriltirse o zatı benim Rabbim,
Hayata döndüğünü, görürseniz eğer siz,
Bu küfürden vazgeçip, iman eder misiniz?)
Dediler ki: (Ey Salih, vaki olursa bu hal,
Elbet iman ederiz o zaman sana derhal.)
Gittiler hep birlikte, o ölenin evine.
Baktılar göçüvermiş, ahiret alemine.
Salih aleyhisselam, önce dua ederek,
Seslendi o kimseye, ismini söyliyerek.
Şehadeti okuyup, dirildi o zat hemen.
Dedi ki: (Peygambersin ey Salih elbette sen.)
Lakin o inatçılar, yine inanmadılar.
Buna da sihir deyip, dalalette kaldılar.
|