Vakta ki Lût peygamber, geldi Sedum şehrine,
Çıktı o havalinin, yüksekçe bir yerine.
Oradan, insanlara seslendi ki: (Ey kavmim!
Ben size, Rabbimizden gelen bir peygamberim.
Sizi çağırıyorum, tek olan bir Allah'a.
Zira Allah’tan başka, bir ilah yoktur daha.
Taptığınız bu putlar, değildir mabud-u hak.
Yalnız tek Allah vardır, ibadete müstehak.
Bu putları bırakıp, Ona edin ibadet.
Yoksa, hep yanarsınız ateşte ilel-ebet.
Sizden önce, kimsenin yapmadığı şu çirkin,
Ve iğrenç fiili de, işlemekten vazgeçin!
Eğer Hak teâlâya, ibadet ederseniz,
Ve o çirkin günahtan, hemen vazgeçerseniz,
Huzurlu olursunuz, dünya ve ahirette.
Yoksa, hep kalırsınız ebedi felakette.
Buna karşı, sizden bir ücret istemiyorum.
Mükâfatını ancak, Rabbimden bekliyorum.)
Lût aleyhisselamı, dinledi Sedumlular.
Ve lakin inanmayıp, hemen yalanladılar.
Kral dahi duyunca, onun bu tebliğini,
(Onu bana getirin!) diye verdi emrini.
Lût aleyhisselamı, götürdüler saraya.
Sordu kral: (Sen kimsin, niçin geldin buraya?)
Buyurdu ki: (Adım Lût, Rabbin peygamberiyim.
Sizi, Onun dinine tebliğle görevliyim.
Eğer bu sapıklıktan dönmezseniz geriye,
Müstehak olursunuz, azab-ı ilahiye.)
Bu sözlerden, krala, geldi korku ve heybet.
Dedi ki: (Kavmime de, git bunları tebliğ et.
Ben dahi, bu milletin içinden bir kimseyim.
Onlar kabul ederse, ben de kabul edeyim.)
Lût peygamber ayrılıp, kavmine geldi tekrar.
Allah'ın birliğini, tebliğ etti aşikâr.
Onlar inanmayarak, dediler: (Öyle ise,
Bunun isbatı için, mucize göster bize.
Eğer sen bu davanda sadıksan hakikaten,
Mesela yağmur yağdır, havada bulut yokken.)
Lût Nebi dua etti Allahü teâlâya.
Ve işaret eyledi, bir eliyle semaya.
Bir zerre bulut yokken o anda gök yüzünde,
Birden yağmur boşandı, halkın gözü önünde.
O azgın Sedumlular, gördü bu mucizeyi.
Lakin yalanladılar, yine de Lût Nebi’yi.
İntikam almak için, hatta bu Peygamberden,
Toplanıp, şu karara vardılar o gün hemen:
(Onun koyunlarını, takibata alalım.
Otlu olan yerlerde, asla otlatmayalım.)
Başka bir dağ vardı ki, şehrin kenar yerinde,
Tek bir ot bitmez idi, yıllarca üzerinde.
Onun koyunlarını, o dağa sürerlerdi.
Çıkmasınlar diye de, hususi beklerlerdi.
Lût Nebi, dua etti Allahü teâlâya.
Bir anda döndü o dağ, bol otlu bir mer'aya.
Hem de Sedum kavminin koyunları, o dağdan,
Otlasa, ölürlerdi çok geçmeden aradan.
|