Hak teâlâ, hazret-i Eyüb’ü, malı ile,
İmtihan eylemişti sonra da evladiyle.
Her ikisinde dahi, Rabbine şükrederek,
Kazandı imtihanı şikayet etmeyerek.
Bu ikisinden sonra, mübarek bedenine,
Bir hastalık vererek, imtihan etti yine.
Öyle ki, gün geçtikçe ilerledi hastalık.
Takat getirilmesi güç hale geldi artık.
Yedi sene, yedi gün devam etti işbu dert.
Yine de o halinden etmedi hiç şikayet.
Akrabası, ahbabı gelmez oldu yanına.
Eşi Rahime hatun bakardı yalnız ona.
Yedi sene baktı da, yılmadı yine fakat.
Az bulunur cihanda böyle ehl-i sadakat.
Şefkat ve merhametle hizmete etti devam.
Usanmadan, zevk ile gösterdi hep ihtimam.
El işleri yaparak, maişetini dahi,
O, kendi üzerine almıştı bizatihi.
Her neye ihtiyacı olsa idi beyinin,
Kendisi gayret edip, ederdi yine temin.
Eyüp aleyhisselam, çekti de bunca zahmet,
Yine de hastalıktan etmedi hiç şikayet.
Bu sefer lain şeytan, ona adavetinden,
Şehir ahalisine vesvese verdi hemen.
Dedi ki: (Rahime’ye olmayın ki hiç yakın,
Eyüb’ün hastalığı, size de bulaşmasın.
En iyisi, çıkarın onları bu şehirden.
Ancak kurtulursunuz, böyle bir tehlikeden.)
O insanlar, aldanıp şeytan vesvesesine,
Bir haber gönderdiler mübarek zevcesine.
Dediler: (Ey Rahime, uzadı bu hastalık.
Bize bulaşmasından korkar olduk biz artık.
Eyüp ile beraber, çıkın gidin buradan.
Huzursuz oluyoruz, hepimiz zira bundan.
Bu, ilk ve son ihtardır, durmayın biraz bile.
Yoksa ikinizi de, öldürürüz taş ile.)
O gün Rahime hatun, aldı onu sırtına.
Götürdü bizzaruri derhal şehir dışına.
Altına kumlar serip, bir yastık yaptı taştan.
Hizmetini, orada sürdürdü yeni baştan.
Sonra, ot ve saplardan bir kulübe yaparak,
Devam etti hizmete, içinde yatırarak.
Eyüp aleyhisselam bu kulübede artık,
Hayatını sürerken, devam etti hastalık.
Hatta o, senelerce çekti de böyle mihnet,
Yine bu hastalığı, dert değil, bildi nimet.
O, bu kulübesinde hasta yatarken bile,
Emr-i maruf yapardı herkese o haliyle.
(Allahü teâlâyı hatırlayın!) diyordu.
Sabır ve şükretmeyi tavsiye ediyordu.
Rahime hatun ise, şehirli hanımlara,
İplik eğirmek ile meşguldü ara ara.
Onun üstünde idi çünkü maişetleri.
Para kazanıyordu yaparak bu işleri.
|