Fir’avn, Musa Nebi’nin bir çok mucizesini,
Görse de, inkâr etti yine de kendisini.
İnkârla da kalmayıp, beni İsrail’e hep,
Dayanılmaz ezalar yapıyordu ruz-ü şeb.
Musa aleyhisselam, dua etti Rabbine:
(Ya Rabbi, bela gönder bu Fir’avnın kavmine.)
Kabul etti Rabbimiz onun bu duasını.
Gönderdi bu kavime bir tufan belasını.
Su doldu evlerine boğulmayacak kadar.
Bu tufandan, sadece kıbtiler gördü zarar.
Halbuki müminlerle bitişikti evleri.
Ve lakin Hak teâlâ hıfz etti müminleri.
Gelip Musa Nebi’ye, dediler ki: (Dua et.
Kalksın üzerimizden bu bela ve musibet.
Bundan halas olursak, sana iman ederiz.
Ve Beni İsrail’e cefadan el çekeriz.)
O dua buyurunca, anında durdu tufan.
Ve lakin o kıbtiler etmedi yine iman.
Bu sefer Hak teâlâ, verdi başka bir afat.
Çekirgeyi eyledi başlarına musallat.
Ekin ve meyvelerden ne varsa, hep yediler.
Sonra da, evlerini istila eylediler.
Kemirdiler bilcümle pencere, kapı, tahta.
Demir çivileri de yediler sonra hatta.
Zira doymuyorlardı çekirgeler ne yese.
Kıbtiler bunu görüp, düştüler büyük ye’se.
İsrail oğulları görmezdi yine zarar.
Buna, yalnız kıbtiler olmuşlardı giriftar.
Aciz kalıp, geldiler yine Musa Nebi’ye.
Dediler: (Dua et de, azab gitsin geriye.
Sana iman ederiz kalkarsa bu musibet.
Ve beni İsrail’e veririz tam hürriyet.)
Dua etti Rabbine Musa aleyhisselam.
Çekirge afeti de, bir anda buldu hitam.
Ve lakin sözlerinde durmadı onlar yine.
Asla inanmadılar Allah’ın birliğine.
Bu azgın kıbtilere, bu sefer Hak teâlâ,
Bit ve güve gönderip, verdi yine bir bela.
Mahsul ve ekinleri istila eylediler.
Hiçbir şey bırakmayıp, ne varsa hep yediler.
Sonra da, evlerini ettiler muhasara.
Bir anda dadandılar mutfak ve odalara.
Her nereye gitseler, bit ve güve vardı hep.
Kıbtiler, bundan dahi oldular çok muazzep.
Yemek pişirmek için alsalar tencereyi,
Görürlerdi içinde binlerce bit, güveyi.
Ağzını pek sıkıca kapatsalar da, yine,
Girerdi bit ve güve o kapların içine.
Bedenlerine dahi girdiler sonra hatta.
Her yerden bit ve güve kaynıyordu adeta.
Gece, yataklarına hücum ederlerdi hep.
Hiç uyuyamazlardı kıbtiler bundan sebep.
Yine Musa Nebi'ye gelerek o kıbtiler,
(Dua et, bu musibet kalksın artık) dediler.
Musa aleyhisselam etti dua ve niyaz.
Kıbtiler, böylelikle bundan da oldu halas.
Ve lakin onlar yine gelmediler imana.
Dediler ki: (Ya Musa, inanmayız biz sana.)
|