Ana Sayfa >  Peygamberler > Yunus aleyhisselam > Balıktan kurtulması
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Balıktan kurtulması

Yunus aleyhisselam suya atıldığında,
Denizdeki bir balık, yuttu onu anında.

Hak teâlâ, balığa verdi ki şu emrini:
(Onu hiç yaralama, kırma kemiklerini.)

Balık, Yunus Nebi’yi hiç rahatsız etmeden,
Suyun derinliğinde kaybolup gitti hemen.

Balığın karnındayken Yunus aleyhisselam,
Şuuru yerinde ve aklı başındaydı tam.

Ve lakin bilmiyordu nerede olduğunu.
Bir kısım sesler duyup, çok merak etti bunu.

Hak teâlâ buyurdu: (Ey Yunus, sen şu anda,
Mahbus bulunuyorsun bir balığın karnında.

O sesler zikirdir ki, duyarsın sen de bizzat.
Beni, böyle zikreder denizdeki mahlukat.)

Yunus Nebi o zaman dua etti Rabbine:
(Ya ilahi, kavmime kavuştur beni yine.

Onları mümin görmek ümidindeyim her an.
Razıyım takdirine, senindir emir, ferman.)

Böyle dua eyleyip, devam etti zikrine.
Onun zikir sesleri yükseldi gök yüzüne.

Melekler de işitip, sordular: (Ya ilahi!
Bu, kimin zikridir ki, duyuyoruz biz dahi?)

Buyurdu ki: (Yunus’un zikridir ki bu gelen,
Bir balığın karnında bulunuyor o halen.)

Dediler: (Ey Rabbimiz, o, şu Yunus mudur ki,
Her amel ve duası yükseliyor nur gibi?)

O balığın karnında, Yunus aleyhisselam,
Her zamanki yaptığı zikrine etti devam.

Ayrı dua olarak, derdi ki: (Ya ilahi!
Elbette, yoktur asla bir ilah, senden gayri.

Bütün noksanlıklardan seni tenzih ederim.
Haksızlık edenlerden oldum ben, af dilerim.)

O, devam ettiğinden zikrine hiç durmadan,
Tam Aşure gününde, halas oldu oradan.

Balık, onu çıkarıp bıraktı bir sahile.
Kurtuldu o zindandan Rabbinin ihsaniyle.

Buyurdu ki: (Ey Yunus, kavmine eyle avdet.
Bildir ki, Hak teâlâ etti sizi mağfiret.)

Bu emir gereğince, koyuldu yola hemen.
Bir çobana rastlayıp, sual etti kavminden.

O dedi: (Yunus diye vardı peygamberleri.
Kavmine darılarak terk etmişti bu yeri.

Bu yüzden üstlerine geldiyse de bir afet,
Pişman olduklarından, kurtuldular akıbet.

Şimdi onlar, Yunus’u bekliyorlar gün gece.
Hepsi bayram yapacak bir gün çıkıp gelince.)

Buyurdu ki: (O Yunus işte benim ey çoban!
Şu ağaç şahidimdir bir delil istiyorsan.)

O çoban, seğirterek kavmine verdi haber.
(Delilin ne?) deyince, o ağaca geldiler.

Ağaç dile gelerek, söyledi ki bu defa:
(Yunus’u görmek için, gidiniz şu tarafa.)

Onlar gidip, namazda buldular kendisini.
Beklediler başında, kılıp bitirmesini.

Hasretle kucaklaşıp özürler dilediler.
Beraber şehre dönüp, sevinip şükrettiler.

Dinlerini öğrenip, sarıldılar taate.
Ve artık dönmediler küfür ve dalalete.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
21.11.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı