Bahira, o Servere baktıkça ferahladı.
Ve Onun, son Peygamber olduğunu anladı.
Ona dönüp, bir yemin verdi putlar adına,
Allah’ın Sevgilisi üzüldü gayet buna.
Dedi: (Bana, putların adıyla verme yemin.
Zira onlardan büyük düşmanım yoktur benim.)
Bahira bu sefer de yemin verip Allah’a,
(Uyur musun?) diyerek, sordu Resulullaha.
Allah’ın Sevgilisi, buna cevap olarak,
Dedi: (Gözlerim uyur, uyumaz kalbim ancak.)
Daha başka sualler sorduysa da Bahira,
Uygun geldi cevaplar semavi kitaplara.
Sonra, Fahr-i âlem’in mübarek gözlerine,
Bakıp, Ebu Talib’e bir sual sordu yine.
Dedi: (Gözlerindeki bu kırmızılık, acep,
Ara sıra mı olur, bulunur mu yoksa hep?)
Dedi ki: (Devamlıdır, görmedik gittiğini.)
Bu da fazlalaştırdı rahibin ümidini.
Bir alamet kalmıştı, o da mühr-ü Nübüvvet.
Onu dahi görmeyi istedi en nihayet.
Ve lakin edebinin çokluğundan o Server,
Mübarek sırtlarını açmak istemediler.
Ebu Talip dedi ki mübarek yeğenine:
(Bu arzusunu dahi getiriver yerine.)
Onun işaretiyle, sırtını açtı heman.
Mühr-ü Nübüvveti de Bahira gördü o an.
Bütün güzelliğiyle seyretti doya doya.
Heyecanla öptü ve başladı ağlamaya.
Gözlerinden sel gibi yaşlar boşanıyordu.
(İşte, beklediğimiz Resul budur) diyordu.
(Şehadet ederim ki, Allahü teâlânın,
Göndereceği Resul, işte budur bihakkın.
İşte budur âlemin Seyyidi, Efendisi.
İşte budur Allah’ın Habibi, Sevgilisi.)
Sonra Ebu Talib’e dedi ki: (Bu yeğenin,
En son ve üstünüdür bütün Peygamberlerin.
Bunun dini yayılır, bilcümle yeryüzüne.
Son verir önce gelen dinin hükümlerine.
Şimdi hiç götürme ki Şam’a sen bu çocuğu.
Zira yahudilerin düşmandır buna çoğu.
Korkarım, zarar gelir mübarek bedenine.
Malını burada satıp, dön git memleketine.)
Ebu Talip, Rahibin sözüne verdi kulak.
Geri döndü, malları yarı yolda satarak.
Bahira’nın sözleri, ömrünün her anında,
Tâ ölünceye kadar çınladı kulağında.
Besledi daha fazla Ona sevgi, muhabbet.
Ve Ona, her işinde eyledi yardım, medet.
Fahr-i âlem, onyedi yaşına girdiğinde,
Çok mümtaz kişi olu, Kureyş kavmi içinde.
Herkese gayet güzel ve iyi davranması,
İyi huylu, yumuşak, doğru sözlü olması,
Güvenilirliğinden dolayı Kureyşliler,
Ona, (Emin Muhammed) lakabını verdiler.
|