Resulullah, miracda nimetlere bir nice,
Kavuşup, avdet etti dünyaya aynı gece.
Yani Mekke şehrine teşrif etti göklerden.
Sonra, Ümmü Hânî’nin evine geldi hemen.
Baktı ki, yattığı yer henüz soğumamıştı.
Ümmü Hânî uyumuş, haberi olmamıştı.
Hatta abdest suyunun hareketi, leğende,
Henüz durulmamıştı yerine geldiğinde.
Beytullahın yanına giderek Resulullah,
Anlattı miracını kâfirlere o sabah.
Ve lakin inanmayıp, eylediler itiraz.
Dediler: (Bir gecede, göklere gitmek olmaz.)
O gün, inatlarından toplandılar bir yere.
Dediler: (Söyleyelim biz bunu Ebu Bekre.
Bakalım bu habere, o ne cevap verecek?
Zira o, akıllı ve tecrübelidir de pek.)
Tam kanaat getirip, inanmayacağına,
Büyük bir ümit ile, gittiler hemen ona.
Dediler: (Ya Eba Bekr, Mekke’den Kudüs'e dek,
Ne kadar zaman sürer, bir defa gidip gelmek?)
Dedi ki: (Bir kaç defa, o yolda ettim sefer.
Çok iyi biliyorum, bir aydan fazla sürer.)
Kâfirler sevinerek, dediler ki: (Doğrudur.
Tecrübeli adamın cevabı böyle olur.)
Gülerek, sevinerek, hatta alay ederek,
Ona, şöyle dediler çok güvenç göstererek:
(Ama senin efendin diyor ki: Ben, bu gece,
Göklere gidip geldim, doğru mudur bu sence?)
Hazret-i Ebu Bekir, o Serverin adını,
İşitince, onlara verdi şu cevabını:
(O dediyse inandım, evet, gidip gelmiştir.
Zira o, ömründe hiç yalan söylememiştir.)
Sonra elbisesini giydi ve çıktı evden.
Acele o Resulün yanına koştu hemen.
Kalabalık içinde, yükselterek sesini,
Şöyle tasdik eyledi mirac mucizesini:
(Miracınız mübarek olsun ya Resulallah!
Malım, canım, her şeyim fedadır sana vallah.
Sonsuz hamd ve şükürler olsun ki Rabbimize,
Her şeyden habersizken, tanıttı seni bize.
Ya Resulallah, senin, doğrudur her kelamın.
İnandım miracına, fedadır sana canım.)
Kâfirler, bu sözleri işitip çok şaştılar.
Resulü, mahcup, hacil etmeye uğraştılar.
Dediler ki: (Kudüs'e gidip geldim diyorsun.
Göklere gittiğini iddia ediyorsun.
Peki söyle bakalım, mescitte kaç pencere,
Ve kaç tane kapı var, onu söyle bizlere.)
Allah’ın Sevgilisi, bunlara, birer birer,
Doğru cevaplarını anında söylediler.
Bunları dinledikçe hazret-i Ebu Bekir,
Derdi: (Ya Resulallah, evet, aynen öyledir.)
|