Bir gün suffe ehlinden, Resulün huzuruna,
Biri gelip, açlıktan şikayet etti Ona.
Dedi: (Ya Resulallah, üç gündür hiç yemedim.
Açlıktan hiç kalmadı, yürüyecek takatim.)
Acıdı Resulullah o garibin haline.
Hemen haber gönderdi kendi hanelerine.
(Evimizde, erzaktan, bir nesne varsa şayet,
Bir fakir Müslümanı edeyim eve davet.)
Zevceleri cevaben, arz etti ki: (Su hariç,
Evimizde, yiyecek bir nesne kalmadı hiç.)
Gönderdi Resulullah onu diğer zevceye.
O da, aynı cevabı verdi o haberciye.
Bu sefer Eshabına buyurdu ki: (Bu fakir,
Çok açmış, kim bu gece eder onu misafir?)
Maalesef onların da, ona ikram edecek,
Yok idi evlerinde, o kadar bir yiyecek.
Buna rağmen birisi dedi ki o Servere:
(Onu, müsaadenizle götüreyim ben eve.)
Düşündü ki: Bizde de, bize yetecek kadar,
Yemeğimiz var ama, bu işin kolayı var.
Biz ve çocuklarımız, bu akşam hiç yemeyiz.
Mevcut olan yemeği, ona ikram ederiz.
O böyle halisane, güzel niyet ederek,
O fakiri evine götürdü sevinerek.
Hanımına sordu ki: (Yemeğimiz ne kadar?)
Dedi ki: (Çocuklara yetecek miktarda var.)
Dedi: (Resulullahın var ki bir misafiri,
Doyurmamız gerekir bu akşam o fakiri.
Çocukları avut da, sofraya gelmesinler.
Yahut erken uyut da, yemek istemesinler.)
Hanım dedi: (Elbette, biz mühim değiliz hiç.
Biz onu doyurursak, buluruz huzur, sevinç.
Hem de Resulullahın misafiriymiş o zat.
Sevap kazanmak için, bu bize büyük fırsat.)
Bir hamlede sofrayı hazırladı odaya.
Dedi ki: (Misafiri buyur eyle sofraya.)
Ve lakin bir kişilik yemekti hazırlanan.
O mübarek sahabi, düşündü ki o zaman:
Yemeğin azlığını görürse o misafir,
Rahatlıkla yemekten belki utanabilir.
Kalkıp söndüreyim ki bu odanın mumunu,
Görmesin tek kişilik az yemek olduğunu.
Mumu düzeltir gibi yaparak en nihayet,
Söndürüp, misafiri sofraya etti davet.
Karanlıkta o fakir, yedi bir iştah ile.
O, yer gibi yaparak, yemedi lokma bile.
Görmüyordu misafir, yiyor mu, yemiyor mu?
Zaten o, bu niyetle söndürmüştü o mumu.
O fakir, rahatlıkla yiyip kalktı doyarak,
Ev sahibi, sofradan çekildi aç olarak.
Ertesi gün, gelince Resulün huzuruna,
Allah’ın Sevgilisi buyurdular ki ona:
(Dün sizin o fakire olan şefkatinizden,
Ötürü, Hak teâlâ çok razı oldu sizden.)
|