Şeyhayn denilen yere geldi İslam ordusu.
Orada dinlenmekti, o Serverin arzusu.
Yatsı namazı için, vakit girdiği zaman,
Bilal, yanık sesiyle okudu çıkıp ezan.
Resulullah, yatsıyı kıldırıp Eshabına,
Çağırdı Muhammed bin Mesleme’yi yanına.
Buyurdu: (Elli kişi, yanına al hemence.
Tâ ki sabaha kadar, nöbet tutun bu gece.)
Geri kalan gaziler ve Server-i kâinat.
O gece, hep birlikte ettiler istirahat.
Peygamber efendimiz, sabah fecir sökünce,
Uyanıp kalktı hemen Eshabdan daha önce.
Sonra Uhud dağına yürüyüp geldi ordu.
Müşriklerin ordusu, artık görünüyordu.
Sabah namazı için, okundu sonra ezan.
Saf saf olup, namaza durdular hep o zaman.
Resulullah, ikinci bir zırh daha giydiler.
Ve mübarek başına, bir miğfer geçirdiler.
Münafıkların başı, Abdullah bin Übey de,
Üçyüz münafık ile konuşarak bu yerde,
Dedi: (Biz, kendimizi öldürmeye mi geldik?
Düşman kalabalıkmış, hiç tahmin edemedik.)
O münafıkların da zihnini çelip tek tek,
Medine'ye döndüler, orduyu terk ederek.
Yediyüz kişi kaldı o an İslam ordusu.
Yok idi hiç birinin, ölümden bir korkusu.
Hepsi, gönül birliği yapmış kahramanlardı.
Resulullah uğrunda, hepsi baş koymuşlardı.
Hatta şehid olmaktı onların tek gayesi.
Bunu, en büyük rütbe biliyorlardı hepsi.
Bu cenkte, kanlarının son damlasına kadar,
Resulü korumaya, verdiler kesin karar.
Resulullah, orduyu nizama soktu hemen.
Zira başlayacaktı çatışma çok geçmeden.
Sağ kanada, Ukaşe edecekti kumanda.
Ebu Seleme’yi de, geçirdi sol kanada.
Sa'd bin Ebi Vakkas, Ebu Ubeyde ile,
Ön safta yer aldılar, okçu birlikleriyle.
Zırhlıların başına, geçti Zübeyr bin Avvam.
Hazret-i Hamza ise, orta yerde durdu tam.
İslam’ın beyaz renkli sancağını, o Server,
Mus'ab ibni Umeyr’e teslim etti bu sefer.
O sırada Hanzala, Medine’den gelerek,
Mücahidler safına katıldı seğirterek.
Bu mübarek sahabi, o gece evlenmişti.
Süratle evden çıkıp, bu savaşa gelmişti.
Müşriklerin ordusu, Müslümanlardan evvel,
Gelip mevzilenmişti tam bu yerde mükemmel.
Orduya, Ebu Süfyan ediyordu kumanda.
Zira henüz imana gelmemişti o anda.
Sağ kanada, Halid bin Velid oldu kumandan.
Sol kanat, İkrime’nin emrinde idi o an.
Zira her ikisi de, Uhud günü, maalesef,
Henüz olmamışlardı İslam ile müşerref.
|