Kâfirler saldırınca İslam askerlerine,
İki taraf, bir anda karıştı birbirine.
Öyle ki, tanımadı bir kimse diğerini.
Vurmaya başladılar hatta birbirlerini.
O ara seslendi ki Eshaba Efendimiz:
(Ben Allah Resulüyüm, bana doğru geliniz!)
Eshabdan otuz kişi, duyup Onun sesini,
Koşarak çevirdiler, bir anda çevresini.
Resulullaha doğru saldırınca kâfirler,
Hemen sual etti ki: (Bunları kim def eder?)
Talha bin Ubeydullah fırladı öne hemen.
Hücum edip kaçırttı kâfirleri o yerden.
O kadar fedakârlık yaptı ki o gün Talha,
Tarihte böyle mertlik görülmedi bir daha.
O gün devam üzere, kılıcını çekerek,
Resulün etrafında savaşırdı dönerek.
Bir sağa, bir de sola, bir arkaya, bir öne,
Nerden hücum gelirse, koşuyordu o yöne.
Resulün bir kılına gelmesin diye zarar,
Feda etti kendini, tükeninceye kadar.
Eshabdan Sa'd der ki: (O günün her anında,
Hep Talha’yı görürdük, Peygamberin yanında.)
Resul de buyurdu ki: (Uhud günü, devamlı
Sağ yanımda Cebrail, solumda Talha vardı.)
Çok keskin bir nişancı vardı ki müşriklerden,
Resulü nişan alıp, bir ok attı ilerden.
Tam isabet ederken, o ok Resulullaha,
Karşı tuttu elini ona hazret-i Talha.
Ok eline çarparak, hep param parça etti.
Ona, bunu yaptıran, Resule muhabbetti.
Delik deşik olmuştu her yeri vücudünün.
Yine de ayrılmadı yanından o Resulün
O gün, altmıştan fazla derin yara alarak,
Sonunda yere düştü, çok takatsız kalarak.
Yere yığıldığını görür görmez o Server,
Seslendi ki: (Talha'ya yardım et ya Eba Bekr!)
Onun yardımı ile, açar açmaz gözünü,
Acele sordu hemen, Allah’ın Resulünü.
Hayatta olduğunu öğrenince, bu sefer,
Dedi ki: (Öyle ise, gam değil başka dertler.)
Resulullah, sürerek mübarek ellerini,
Tamamen mesheyledi, Talha’nın bedenini.
Sonra dua etti ki Allahü teâlâya:
(Ya ilahi, yeniden güç kuvvet ver Talha'ya.)
O anda, sapasağlam hemen kalktı yerinden.
Mızrağını alarak, cenge girdi yeniden.
Vücudunun her yeri delik deşik olmuştu.
Hatta yara sayısı, yetmişbeşi bulmuştu.
Allah’ın Resulü de, çok yorgundu o anda.
Yetmiş kılıç darbesi vurmuşlardı ona da.
Harpten sonra, Resulü sırtlayıp yorgun argın,
Uhud kayalığına çıkardı yarı baygın.
Sevindi Resulullah, onun yardımlarına.
Ve (Talha-tül Hayr) diye bir lakap verdi ona.
|