Ana Sayfa >  Peygamber Efendimiz > Hendek Gazası > Soğuk, açlık ve düşman
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Soğuk, açlık ve düşman

Hendek kazma işine, her gün Eshab-ı kiram,
Hiç fasıla vermeden, ediyorlardı devam.

Bir ara, önlerine çıktı çok sert bir kaya.
Yetmedi takatleri o kayayı kırmaya.

Peygamber-i zişâna, verdiler sonra haber.
Oraya, saadetle teşrif etti o Server.

Balyozu kaldırarak, o Hüdâ’nın Habibi,
Dağıttı bir vuruşta, o kayayı kum gibi.

Zira her bir hususta, hatta güç ve kuvvette,
Resulullah, herkesten üstün idi elbette.

Nitekim harplerde de, sıkıştığında Eshap,
Ondan, yardım ve medet isterlerdi derakap.

Hazret-i Cabir der ki: O Server, Hendek günü,
Kayayı kırmak için, kaldırdı külüngünü.

Mübarek karnı üzre, üç taş bağlı dururdu.
Üç gün yemek yememek alameti idi bu.

Düşündüm: Evde biraz, yemek pişirttireyim.
Ve Resulü, gizlice yemeğe götüreyim.

Zira cümle Eshabı, eve davet edecek,
Miktarda, hanemizde bulunmazdı yiyecek.

O Serverin yanında, bir iki kişi şayet,
Gelse de mühim değil, yine eder kifayet.

Resulden izin alıp, geldim hemen evime.
Düşündüğüm bu şeyi söyledim aileme.

Dedim ki: (Hayli açtır Resul aleyhisselam.
İsterim yedirelim bir miktar Ona taam.)

Hatunum memnun olup, dedi ki: (İyi olur.
Evde biraz et ile, biraz arpa bulunur.

O eti pişirir ve un yaparız arpayı.
Var acele davet et, Resul-i kibriyayı.)

Dönüp, Resulullahın huzuruna geldim ve,
Dedim ki: (Yemek için, buyurun bizim eve.)

Buyurdu ki: (Ey Cabir, ne kadar vardır taam?)
Dedim: (Biraz et ile, biraz da vardır arpam.)

Buyurdu ki: (Çok iyi, hanıma de ki ama,
Ben gelinceye kadar el, sürmesin taama.)

Sonra nida etti ki, cümle hendek ehline:
(Ey Eshabım, geliniz Cabirin yemeğine!)

Eve gelip, hatuna dedim ki: (Dinle beni.
Çağırdı Resulullah, cümle hendek ehlini.

Bin kişiden fazladır gelenler tahminimce.
Peki biz ne yaparız, yemek yetişmeyince?)

O dedi ki: (Yemeğin miktarını, o Server,
Biliyorsa gam değil, düşünme böyle şeyler.)

Az sonra Resulullah, teşrif etti yemeğe.
Mübarek eli ile, dokundu tencereye.

Sonra, bereket için dua etti hem dahi:
(Bereket ihsan eyle yemeğe ya ilahi!)

Sahabe, onar onar gelip yemek yediler.
Kalkanların yerine, başka grup geldiler.

Bin’i aşkın sahabi yediler o yemekten.
Bir çömlek yemek idi tamamı onun zaten.

Sonra baktım, o çömlek doluydu yemek ile.
Bitmesi şöyle dursun, azalmamıştı bile.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
21.11.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı