Nihayet Medine’ye geldi küfür ordusu.
Onbin kişi, çok büyük bir kuvvetti doğrusu.
Hendeklerin önünde, gelip karar kıldılar.
Kuzey-batı yönünde, bir ordugah kurdular.
Gayeleri, tamamen Medine’yi yıkmaktı.
Resul ve Eshabını, ortadan kaldırmaktı.
Hendekleri görünce, eylediler çok hayret.
Zira Arabistan’da yoktu böyle bir âdet.
Hiç beklemedikleri bir şeydi bu çukurlar.
Moralleri bozulup, hepsi şaşkın oldular.
Zira o hendeklerden, atlar sıçrayamazdı.
İçine düşenler de, kolayca çıkamazdı.
Resulullah görünce, düşman ordularını,
O da, karşı tarafta kurdu karargahını.
O gün, üçbin kişiden müteşekkildi ordu.
Hepsi de, savaş için sabırsızlanıyordu.
Zeyd bin Harise ile, Sa'd ibni Ubade,
İslam’ın sancağını taşırlardı bu harpte.
O sırada Resulün mübarek huzuruna,
Hazret-i Ömer gelip, bir haber verdi Ona.
Dedi: (Beni Kureyza, o mevcut andlaşmayı,
Bozup, göze almışlar bizimle savaşmayı.)
(Hasbünallah!) buyurdu, bu habere o Server.
Yani, cenâb-ı Allah, bize kâfi ve yeter.
Müteessir olmuştu bu haber karşısında.
Ordu, iki ateşin kalmıştı arasında.
Zira kuzey-batıda bulunurdu kâfirler.
Güney-doğuda ise, vardı bu yahudiler.
Bu hususta, bir bilgi alıp da gelsin diye,
Zübeyr ibni Avvam’ı gönderdi o bölgeye.
O, Beni Kureyza'ya gidip yaptı tahkikat.
Gördü ki, işbu haber doğru imiş hakikat.
Resulün emri ile, bir kısım sahabiler,
Gidip, o kabileye nasihat eylediler.
O eski andlaşmayı yenilemek üzere,
Israr ettilerse de hain yahudilere,
Onlar, yine diretip hiç kabul etmediler.
Hatta Resulullaha hakaret eylediler.
Dediler: (Muhammed de kim oluyormuş ama?
Onunla, aramızda yoktur hiçbir andlaşma.
Onu öldürmek için, and içtik hep bir ağız.
Biz, kardeşlerimize yardımcı olacağız.)
Sa'd bin Muaz ile, onun yanındakiler,
Dönüp, Resulullaha verdiler bunu haber.
Buyurdu: (Gizli tutun bu haberi ey Eshap!
Tedbir ve aldatmaktan ibarettir çünkü harp.)
Ne emir verir diye, o an üçbin mücahid,
Merakla o Resulü bekliyordu o vakit.
Biraz sonra oraya, o Sevgili Peygamber,
Geldi ve iki defa dedi: (Allahü ekber!)
Eshab da tekrar edip tekbiri aynen yine,
Büyük korku saldılar kâfirlerin kalbine.
O kum gibi kaynayan kalabalık kâfirler,
Bu tekbir sesleriyle korkarak titrediler.
|