Ana Sayfa >  Peygamber Efendimiz > Hendek Gazası > Hendeği geçtiler
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Hendeği geçtiler

Resulullah buyurdu: (Ey Eshabım, Rabbimiz,
Bize yardım ve fetih verecek, sevininiz.)

Gerçi onbin kişiydi o gün küfür ordusu.
Lakin yoktu Eshabın, onlardan bir korkusu.

Zira bundan önce de, Bedir, Uhud harbine,
Katılıp, o küffârla savaşmışlardı yine.

Hatta o harplerde de, kâfirler müminlerden,
Sayı ve silahça da, kat kat kuvvetlilerken,

Peygamber-i zişânın sığınıp himmetine,
Onları, hezimete uğratmışlardı yine.

Madem ki Resulullah başlarındaydı artık,
Yapamayacakları yoktu bir fedakârlık.

Şiddetli kış ve soğuk, kıtlık ve açlık vardı.
Hepsi, karınlarına bir taş bağlamışlardı.

Düşman, karşılarında kaynıyordu kum gibi.
Lakin dert etmiyordu bunu hiçbir sahabi.

Onların tek gayesi, hizmet idi bu dine.
Ve bu yolda, varmaktı şehidlik nimetine.

Velhasıl başkanları, toplanarak Kureyş’in,
Uygun yer aradılar, hendeği aşmak için.

Bazı yerler, acele kazıldığı cihetle,
Sığ ve dar olmuş idi, sair yere nisbetle.

Müşriklerden beş kişi, ortaya çıktı birden.
Geçmeyi başardılar, hendeğin dar yerinden.

Onların arasında, bir pehlivan vardı ki,
Adı, (Amr bin Abd) olup, pek çok idi kuvveti.

Hazret-i Ömer dahi, der ki: Biz, bir kervanda,
Ticarete gitmiştik, (Amr) da vardı o anda.

Çok mallar satın alıp, yurdumuza dönerken,
Haydutlar, yolumuzu kesiverdi aniden.

Çok kalabalık olup, sardılar hepsi bizi.
Artık biz, canımızdan kestik ümidimizi.

Lakin Amr, kılıç çekip, hücuma geçti hemen.
Onlar, Amr'ı görünce, kaçıştılar o yerden.

Bu Amr, Bedir cenginde, yaralanıp kaçmıştı.
Uhud'da özrü olup, harbe katılmamıştı.

Bedrin intikamını almak düşüncesiyle,
Geldi hendek harbine o iri cüssesiyle.

Ve şöyle seslendi ki, mücahidlere karşı:
(Var mı gözüne alan, benim ile savaşı?)

Baştan ayağa kadar, bürünmüştü zırhlara.
O an hazret-i Ali geldi Resulullaha.

Bu Amr’ın karşısına, çıkıp savaşmak için,
Peygamber-i zişândan istedi ruhsat, izin.

O anda, üzerinde yok idi zırhı bile.
Eshab, ona baktılar büyük bir gıbta ile.

Resul, kendi zırhını giydirdi ona bizzat.
Sarığını çıkarıp, ona sardı o saat.

Ve kendi kılıcını, çıkararak belinden,
Allah’ın arslanına kuşattı kendi hemen.

Ve dua eyledi ki Allahü teâlâya:
(Ya Rabbi, sen yardım et Aliyyül Mürteza’ya.)

Resulün bu duası bitince, mücahidler,
Her biri, bir ağızdan (Âmin! Âmin!) dediler.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
21.11.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı