Abdullah bin Revaha vakta ki oldu şehid,
Teslim aldı sancağı hemen Halid bin Velid.
Bu yeni kumandanın peşinden, mücahidler,
Yeniden güç kazanıp, saldırıya geçtiler.
Büyük bir cesaret ve maharetle o vakit,
Çarpışma yapıyordu o gün hazret-i Halid,
Bir aralık Kutbe bin Katade hazretleri,
Tekbir sedalarıyle hücum edip ileri,
Havaya kaldırarak kılıcını aniden,
Düşman kumandanının boynuna çaldı birden.
Başı düşüp, top gibi yuvarlandı yerlerde.
Bu feci manzarayı gördü Rum erleri de.
Kumandanları ölen düşmanların morali,
Bozulmuş ve ortalık karışmıştı bir hayli.
Zaten akşam olmuş ve bitmişti o gün savaş.
Herkes karargahına dönmüştü yavaş yavaş.
Savaşa, ertesi günü devam edilecekti.
Halid, harp tekniğinde pek mahir kimse idi.
Sabah, başka taktikle çıkıp karşılarına,
Döndürmek istiyordu düşmanları şaşkına.
O gece, askerine verip hemen emrini,
Ön ve arka safların değiştirdi yerini.
Sağda çarpışanları, geçirdi sol tarafa.
Soldakileri ise, sağa aldı bu defa.
Tekbir sedalarıyla o sabah mücahidler,
Düşmanın üzerine saldırıya geçtiler.
Lakin rum askerleri, şaşkına dönmüşlerdi.
Zira bu kimseleri ilk defa görmüşlerdi.
Bu durum karşısında dediler ki: (Herhalde,
Takviye kuvvetleri aldılar fevkalade.)
Bu şekilde düşünüp, paniğe kapıldılar.
Moralleri bozulup, geri adım attılar.
Şanlı sahabiler de, bunu fırsat bilerek,
Çullandılar rumlara tekbirler getirerek.
Ekin biçer misali o rum kâfirlerini,
Kılıçtan geçirdiler, binlerce erlerini.
Halid ibni Velid’in, o gün Mute cenginde,
Hilafsız dokuz kılıç kırılmıştı elinde.
Bozguna uğramıştı nihayet rum erleri.
Müminlerin önünden kaçıyorlardı geri.
Üçbin mücahid gazi, yüzbin düşmanı, o gün,
Hezimete uğrattı, duasıyle Resulün.
Allah’ın yardımıyle, bu harpte mücahidler,
Onbinlerce düşmanı kılıçtan geçirdiler.
Yalnız onbeş şehidle, bu harp bitirilmişti.
Ve böylece Bizans’a, haddi bildirilmişti.
İslam mücahidleri, cenk ederken bu yerde,
Mescidde otururdu aynı gün o Server de.
Eshab da karşısında oturuyordu o gün.
Üzüntülü olduğu belli idi Resulün.
Hiçbir şey konuşmuyor, sükut ediyordu hep.
Sahabe-i kiram da üzgündü bundan sebep.
Fakat edeblerinden, bu hale sebep olan,
Şeyi, Resulullaha soramazlardı o an.
|