Mücahidler Mute’de savaş yaptıkları an,
Resulullah, mescidde bulunurdu o zaman.
Huzuruna çağırdı cümle Eshabını da.
Lakin çok üzüntülü hali vardı o anda.
Eshabdan bir tanesi, dedi: (Ya Resulallah!
Canımız, her şeyimiz fedadır sana vallah.
Üzgün görünürsünüz, acaba sebep nedir?
Size bakıp, biz dahi olduk hep müteessir.)
Peygamber-i zişânın mübarek gözlerinden,
Gözyaşları akarak, buyurdu ki cevaben:
(Beni üzen, Eshabın şehid olmalarıdır.
Zira şu an Mute’de, şiddetli bir harp vardır.)
O an harp meydanını gözleriyle görerek,
Eshabına, her şeyi anlattı şöyle tek tek:
(Ey Eshabım, önce Zeyd sancağı aldı ele.
Lakin şehid edildi düşman mızraklariyle.
O, Cennet köşklerinde şimdi oturmaktadır.
Yahut bahçelerinde koşuşup durmaktadır.
Cafer bin Ebi Talip sancağı aldı ondan.
Düşman ordularına saldırdı hiç durmadan.
Çarpışıp şehid oldu o dahi en nihayet.
Ona da nasib oldu bu devlet ve saadet.
Yakuttan iki kanat Rabbimiz verdi ona.
O, dilediği zaman uçmaktadır her yana.
Ondan sonra, sancağı İbni Revaha aldı.
Yalın kılıç düşmanın ortalarına daldı.
Çarpışıp şehid oldu, o da nihayetinde.
Cennette oturuyor altın taht üzerinde.
Onlar için şu anda, var sonsuz bir afiyet.
Ya Rabbi, sen onları eyle afvü mağfiret.)
Mübarek gözlerinden yaşlar boşanıyordu.
Göz yaşları içinde, sonra şöyle buyurdu:
(Abdullah bin Revaha vakta ki oldu şehid,
İslam’ın sancağını aldı Halid bin Velid.
Ya Rabbi, Halid senin kılıcındır ki elbet,
Düşmanın karşısında Halid’e sen yardım et.)
O Server, çok uzakta olan hadiseleri,
Görüp, böyle anlattı bir mucize eseri.
Resulullah, bunları Sahabe-i güzine,
Anlatıp, geldi sonra Cafer’in hanesine.
Hanımı Esma Hatun, o gün çocuklarını,
Yıkayıp giydirmiş ve tarardı saçlarını.
Peygamber efendimiz, şehid olan Cafer’in,
Yetim çocuklarını görmeye geldi ilkin.
Buyurdu ki: (Ey Esma, Cafer’in oğulları,
Nerededir, sen şimdi bana getir onları.)
Getirince, kokladı, öpüp bastı bağrına.
Mübarek gözyaşları aktı yanaklarına.
Esma Hatun sordu ki: (Ya Resulallah, niçin,
Onlara, yetim gibi muamele edersin?
Yoksa beyim Cafer’e ve arkadaşlarına,
Bir hal mi vuku buldu, söyleyin lütfen bana.)
O hatuna cevabı, şöyle oldu Resulün:
(Evet, şehid oldular ya Esma onlar bugün.)
|