Vehib bin Verd hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Evliyanın büyüklerindendir.
Allah korkusu ile devamlı ağlardı.
Hanımı Onun hakkında;
- Vehib'in her bir günü ağlamakla geçti. Güldüğünü hiç görmedik, demiştir.
Bir gün sevdikleri;
- Efendim, çok fazla ibadet yapıyorsunuz. Buna rağmen niçin çok ağlıyorsunuz? dediler.
Cevabında;
- Evet çok ağlıyorum, buyurdu. Çünkü Cehennemden kurtulmaya elimde senedim yok.
Ve sordu onlara:
- Ben ve siz, hatta bütün kullar, kıyamet gününde başlarımız önümüzde olarak Allah’ın huzurunda hesaba çekileceğiz, öyle değil mi?
- Elbette efendim.
- Öyleyse bu hesaptan kurtulmadıkça, nasıl güler, nasıl rahat olabiliriz?
Niçin yatmıyorsunuz?
Günah işlememeye, gayret eder, devamlı nefsine muhalefet ederdi.
Gece herkes uyurken, o ibadet eder, ahiret derdi ile, ağlayıp yaş dökerdi.
Bir gün sevdikleri;
- Efendim, geceleri niçin yatıp uyumazsınız? dediler.
Cevaben;
- Cehennem, yakmak için insan bekliyor, buyurdu. Bir kul ki, bu ateşten emin değildir. O, nasıl rahat yatar, nasıl uyuyabilir?
Hangi dua kabul olur?
Bir gün de;
- Efendim, hangi dualar kabul olur? diye sordular.
- Ağız haram yemez, dil de yalan söylemezse, edilen dua kabul olur, buyurdu.
- Peki hangi dualar kabul olmaz efendim?
Buyurdu ki:
- Haram yiyenin kırk gün duası kabul olmaz. Tıbben de kan değişimi kırk günde tamamlanır. Ne çekiyorsak dilimizden çekiyoruz.
|