Harun Reşid, bir gün Fudayl bin İyad hazretlerinden “rahmetullahi aleyh” nasihat istedi.
Hazret-i Fudayl;
- Ey Harun, bil ki, şu güzel yüzün Cehennemde yanar da, çok çirkin olur, buyurdu. Zira nice güzel yüzler vardır ki, Cehennemde yanarak çirkinleşecektir.
Harun ağlamaya başladı.
Büyük Veli devam etti:
- Ey Harun, milletine zulmetme ki, azabından kurtulamazsın. Her bir icraatından Allahü teâlâ soracak. Ne cevap vereceksin?
Mezara nasıl sığacaksın?
Şöyle devam etti:
- Bugün koca saraylara sığmıyorsun. Ölünce, o daracık mezara nasıl sığacaksın? Hükümdar olduğuna güvenme ki, orada hükümdar olduğuna bakmazlar.
Harun Reşid hüngür hüngür ağlıyordu.
Vezir;
- Yeter ey Fudayl, dedi. Artık söyleme.
İyi mümin nasıldır?
Bir gün de bir sevdiği;
- İyi bir Müslüman nasıl olmalıdır efendim? diye sordu bu zata.
- İyi Müslüman, bazı şeyleri yapmaz, buyurdu.
Ve devam etti:
- Mesela kimseyi gıybet etmez, su-i zanda bulunmaz, kimseyi kötü bilmez, kimse ile alay etmez.
- Başka efendim?
- İyi Müslüman, kimseye yük olmaz, herkesin yükünü çeker. Kendini beğenmez, kendini hiç kimseden üstün görmez, tevazuyu elden bırakmaz.
- Ya namaz efendim?
- Onu söylemeye lüzum yok. Müslüman, elbette beş vaktini kılacaktır.
Şöyle bitirdi:
- İyi Müslüman, Ehl-i sünnet âlimlerini, Evliya zatları çok sever, kitaplarını elinden bırakmaz. iman ve ibadet bilgilerini ince ince öğrenip, buna göre amel eder.
|