İbrahim bin Edhem hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir kafileye katılıp Kâbe’ye gitti bir defa.
Onun geldiğini haber alan Mekkeli âlimler ve cümle ahali yolları tuttular.
Zira böyle zatları karşılamak, âdetti o devirde.
Ama O, tanınmayı istemiyordu.
Yalnızca gidiyordu en önde.
Nihayet Mekke’ye yaklaştılar.
İnsanlar, ilk Onu görüp;
- İbrahim Edhem hazretleri bu kafilede mi? diye sordular.
O, kötü bir adamdır
Cevaben;
- Onu ne yapacaksınız? dedi. O, kötü bir kimsedir.
Böyle deyince, kuvvetli bir tokat vurup,
- Kötü sensin, dediler. O, Allah’ın Velisidir.
Ayrılıp giderken;
“Ey ahmak nefsim! Şâşâlı karşılanmak istiyordun. Ama sen, ona değil, bu tokata lâyıksın!” diyordu kendi kendine.
Kim büyükleri severse
Bu zat bir sohbetinde;
- Ehl-i sünnet âlimlerini tanıyan ve seven bir kimse müşrik olmaz, buyurdu.
Ve ekledi:
- Bu büyüklerin sohbetinde bulunan veya kitaplarını okuyan kimseler, her türlü günahı işleyebilir ama küfre kaymaz ve küfr üzere ölmezler.
- Neden efendim? dediler.
- Çünkü onlarla küfür arasında görünmez bir duvar vardır, buyurdu.
- Ya günahları efendim?
- Allahü teâlâ onların günahlarını imanları hürmetine affeder inşallah. Cehennem, küfür veya küfür bulaşmış günahlar içindir zaten.
- Küfür bulaşmış günah nasıl olur ki efendim?
- Allahü teâlânın haram etmesine ehemmiyet vermeyerek, umursamayarak, aldırmayarak, içi sızlamadan, fütursuzca işlenen günahlardır. Sadece günah olduğunu kabul etmesi, onu küfürden kurtarır.
|