Kûfe’de biri vardı ki, kötü insanlara aldanıp Muhammed Bakır hazretlerini “rahmetullahi aleyh” sevmezdi.
Bir gün huzuruna gelip, talebesi içinde;
- Senin yanında devamlı bir melek durur, yanına gelenlerin dostun mu, düşmanın mı, sana bildirirmiş. Hiç böyle şey olur mu? deyiverdi.
Hazret-i İmam sordu o kimseye:
- Sen ne iş yapıyorsun?
- Buğday satıcısıyım.
- Yalan söylüyorsun, buyurdu.
Niçin yalan söylüyorsun?
Adam lafı değiştirdi.
- Ara sıra arpa da satıyorum.
- Bu da yalan, sen hurma satıyorsun. Niçin doğru konuşmuyorsun?
Adam iyice şaşırdı.
Şaşkın bir vaziyette;
- Sana bunları kim haber veriyor? dedi.
Buyurdu ki:
- Yanımdaki melek haber veriyor. Sen şu hastalıktan vefat edeceksin.
Çok geçmeden adam o hastalığa yakalandı.
Ve ölüp gitti o dertten.
Hiç belli olmaz
Bir gün de bu zata;
- Allahü teâlânın rızası hangi ameldedir efendim? diye sordular.
Cevaben;
- Belli olmaz, buyurdu. Onun rzası ameller içinde gizlidir. Bir ufak iyilik yaparsınız, Allahü teâlânın hoşuna gider, rızasına kavuşursunuz.
- Gadabı da böyle midir efendim?
- Evet. O da günahlar içine gizlidir. Ufak diyerek bir günah işlersiniz. Halbuki o günah Rabbimizin gadabına sebep olabilir.
- Çare nedir peki efendim?
- Çare, büyük küçük demeden her iyiliği yapmak, ufak büyük demeden her günahtan kaçınmaktır.
|