Ebu Bekr-i Ebheri, âlim ve veli bir zat.
Yılmadan insanlara ederdi hep nasihat.
Bir gün de buyurdu ki: (Ey Müslümanlar, şu an,
Nefs-i emmaresidir insana büyük düşman.
İslam’ın her emrinde, bu nefsi kırmak vardır.
İslam’a uyulursa, o da payını alır.
İstişare eyle ki, bu, nefsi kırar iyi.
Zira nefis, istemez istişare etmeyi.
Eğer yolda giderken, rastlarsan bir mümine,
Önce sen selam ver ki, kırılsın nefsin yine.
Müsafeha edecek olursan yine eğer,
Önce sen el uzat ki, bu dahi nefsi ezer.
Kırıldığın kimseden, önce sen özür dile.
Ki, yine senin nefsin kırılsın böylelikle.
Öfkelenme, halim ol, çok çalış, olma tembel.
Bunların herbiri de, nefsi kırar mükemmel.
Nefsin, bizi en fazla kandırdığı husus da,
Bize hep, (sen haklısın) dedirtir her hususta.
Lakin Resulullahın tavsiyesi bu değil.
Bize, Onun ahlakı olmalı rehber, delil.
Zira o buyurur ki: (Eğer iki Müslüman,
Herhangi ihtilafa düşerlerse bir zaman,
Hangisi, diğerinden özür dilerse önce,
O kimseye, yüksek bir köşk verilir ölünce.
Bunun, mahşer yerinde kefili, benim bizzat.
Köşkün anahtarını, istesin benden o zat.)
Bir gün de buyurdu ki: (Kardeşlerim bu kibir,
Bilin ki, insanların büyük felaketidir.
İki ziynet vardır ki, süsler insanları hep.
Onun biri (tevazu), diğeri (hayâ, edep).
Mevki ve selahiyet, mal çokluğu, zenginlik,
Kabiliyetli olmak, güzellik ve zekilik,
Faikiyet sağlayan bütün bu şeyler de hep,
Felakettir insana, olursa kibre sebep.
Bundan kurtulmanın da çaresi, tevazudur.
Bu da, kulun kendini (hiç) bilmesiyle olur.
Zira kibirlenecek neyin var ki ey insan?
Gece gündüz Rabbine edersin günah, isyan.
Bir damla sudur aslın, ölürsün bugün yarın.
Sayılmayacak kadar, çoktur hem de günahın.
Kendine gel, adam ol, olsan dahi paşa, bey.
Teneşir tahtasında bitecek yarın her şey.
Bugünkü havaların, yarın sona erecek.
Ölüme hazırlan ki, çetin günler gelecek.
Bakmayın şimdi dimdik, ayaktayız, yürürüz.
Yakında, musallada yatarız, hem de dümdüz.
Bir gün Resul-i ekrem, uğrayıp kabristana,
Ağlayınca, eshabı sordular bunu Ona.
Buyurdular ki: (Ölüm, dehşetli bir iş elbet.
Buna hazırlanın ki, başa gelir akıbet.)
|