Ebu Ali Rodbari, âlim ve veli bir zat.
Verirdi insanlara hep öğüt ve nasihat.
Bu zat buyuruyor ki: (Her Müslüman, en evvel,
Bir iman ve itikat edinmeli mükemmel.
Ehl-i sünnet denilen o büyük insanların,
Bildirdiği imandan, kıl kadar ayrılanın,
Azaptan kurtulması, asla mümkün değildir.
Bunun böyle olduğu, pek kati ve bellidir.
Zira Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifler,
Ve din büyüklerimiz verdiler böyle haber.
Yani ehl-i sünnetten biraz ayrılanların,
Maksatları din değil, dünyalık olanların,
Sözleri, kitapları, sanki zehir gibidir.
Onlara aldananlar, imanını yitirir.
Dünya makamı için, dini alet ederek,
Kendine, din adamı edasını vererek,
Her aklına geleni söyleyip yazanların,
Hepsi din hırsızıdır, onlara aldanmayın.
Yazdıkları kitap ve dergiler ile, bunlar,
Okuyan kimselerin, imanını çalarlar.
Bu bozuk kitaplara aldanan nice insan,
Vardır ki, kendisini sanır yine Müslüman.
Oruç tutar ve kılar beş vakit namazını.
Bilmez ki, çaldırmıştır dinini, imanını.
Yaptığı ibadetler, indallah kabul görmez.
Hiçbir iyiliğine, sevap, ecir verilmez.
İman varsa, bunların olur faideleri.
O ise, imanını çaldırmış, yok haberi.
O halde her Müslüman, uyanık olmalıdır.
Bu kabil kitapları, hiç okumamalıdır.
Bir kitabı alırken, değil sırf kapağına,
Bakmalıdır bilhassa (kim yazmış?) olduğuna.
Ehl-i sünnet bir âlim yazmışsa, almalıdır.
Çünkü o âlimlerden, insana fayda vardır.
Dinde reformcu veya bid’at ehli bir insan,
Yazmışsa, kaçmalıdır o kitabın yanından.
Çünkü iki cihanda saadete kavuşmak,
Ehl-i sünnet olmaya bağlıdır bugün ancak.
Bu da, Hak teâlânın resulü, sevgilisi,
Dünya ve ahiretin iyisi, efendisi,
Olan Resulullaha uymakla olur mümkün.
Bu da, ehl-i sünnetin yoludur ancak bugün.
Mühim olan, doğru bir iman ve itikattır.
Sonra, ibadetleri öğrenmek ve yapmaktır.
Kalbde doğru imanın olduğuna alamet,
Müminlere sevgidir, kâfirlere adavet.
Çünkü İslam ve küfür, zıttır birbirlerine.
Bir kalbde biri varsa, yer kalmaz diğerine.
İki zıt şey, bir anda, bir yerde bulunamaz.
Bunlardan biri varsa, öteki gider, durmaz.)
|