Ahmet Mekki Efendi, fazilet sahibiydi.
Sözleri, herkes için pek çok faideliydi.
Bir gün, bazı gençlere buyurdu ki: (Müslüman,
Hem din ve imanını korumalı her zaman.
Hem de, Hak teâlâya inanmayan insanlar,
Hakkında, hiç sevgisi olmamalıdır zinhar.
Ama, o sevmediği kimselere de, yine,
Yani kâfirler ile, bid’at sahiplerine,
Bir kötülük ve zulüm asla yapmamalıdır.
Onlara, tatlı dille nasihat yapmalıdır.
Böylece, onların da ebedi cehennemden,
Kurtulmaları için, çalışmalıdır aynen.
Çünkü İslamiyet’in gelmesinin gayesi,
Cehennem ateşinden kurtarmaktır herkesi.
(Cihad) da, cahil olan ana ve babaların,
Veya sırf dünya için uğraşan papazların,
Yahut zalim şeflerin, eza cefa ettiği,
Zulüm, baskı altında aldatıp inlettiği,
Zavallı insanları, o zulüm ve küfürden,
Kurtarıp, saadete kavuşturmaktır hemen.
Yani o insanları, güç ve zor kullanarak,
İman saadetine kavuşturmaktır cihad.
Başka bir ifadeyle, küfür, zulüm, işkence,
İçinde, karanlığa iteklenmiş bir nice,
İnsanları, o zalim diktatör ve şeflerin,
Baskıları altından kurtarabilmek için,
Yüce İslam dinini, onlara anlatmaktır.
Bu yolda, can ve malla fedakârlık yapmaktır.
Yani o insanları, Cehennemden kurtarmak,
Ve ebedi olarak Cennete kavuşturmak,
Maksat ve gayesiyle, emr-i maruf yapmaktır.
Böylece, Rabbimizin rızasına varmaktır.
Cihad, bu demekse de, bunu fertler yapamaz.
Bu cihad hizmetini, hükümet yapar esas.
Bunu, fertler yapmaya kalkışırsa eğer ki,
Buna, fitne çıkarmak denilir elbette ki.
Eğer başkalarına saldırırlarsa fertler,
Cihad değil, barbarlık olmuş olur bu sefer.
Cihada katılmazsa eğer ki bir Müslüman,
Onlara, dua ile yardım eder o zaman.
Kâfirler, cihad ile, zulümden kurtularak,
İman ve İslam ile şereflenirler ancak.
Cihad ile, İslam’ı duymayıp bilmeyenler,
İman edip, ebedi saadete ererler.
Ve cihad sayesinde, mahşerde, hiçbir kâfir,
(Ben İslam’ı duymadım) hiç diyemeyecektir.
(İslam’ı işitseydim, iman ederdim) diye,
O gün, olmaz hakları böyle bir şey demeye.
Yani cihad, İslam’da büyük bir ibadettir.
Ve bütün insanlığa iyilik ve rahmettir.)
|