Gönül Sultanları.com >  Evliya Nasihatleri > Yarabbi sen bizleri affeyle > Sevgi böyle olur
Sevgi böyle olur
Ebül Hüseyin Nuri vardı ki evliyadan,
Kendini Hakka verip, kesilmişti dünyadan.

Allahü teâlânın aşkıyle yanıyordu.
Rabbini arayanlar, hep ona varıyordu.

O, kendini çektikçe insanlardan, dünyadan,
Aksine, herkes ona koşuyordu durmadan.

İsfehanlı bir genç de, duydu onun ismini.
Çok arzu ederdi ki, bir görsem kendisini.

Manevi bir bağ ile, ona çekiliyordu.
O zatı görmek için, acele ediyordu.

Lakin şehrin valisi, o gitmemesi için,
Maniler göstererek, vermedi gence izin.

Dedi: (Eğer gitmezsen, bir köşkü, eşyasıyle,
Sana hibe ederim, hem de hizmetçisiyle.)

Lakin genç, onu öyle sevmişti ki ihlasla,
Onu, bu arzusundan döndüremedi asla.

O zatın sevgisiyle yanıyordu kalbi hep.
Derdi ki: (Bir an önce, nasıl kavuşsam acep?)

Görünmedi gözüne, ne köşk, ne de hizmetçi.
Ve çıktı yalın ayak, pek büyüktü sevinci.

Kalbindeki o ateş, yanardı için için.
Koşardı dere tepe, ona kavuşmak için.

O zat da haberdardı, onun geleceğinden.
Geçeceği yolları, temizletti önceden.

Buyurdu: (İsfehan’dan gelir ki bir genç bize,
Kalbindeki muhabbet, ibrettir hepimize.

Kendine gösterilen her maniyi aşarak,
Geliyor bize doğru, yalın ayak, koşarak.

İncinmemesi için o gencin ayakları,
Süpürün, temizleyin geleceği yolları.

Zira o, Allah için geliyor şimdi bize.
O gence hizmet etmek, şereftir hepimize.)

Nihayet İsfehan’dan yola çıkan genç aşık,
Çıka geldi huzura, yalın ayak, baş açık.

(Nereden geliyorsun?) diye sordu o gence,
Dedi ki: (İsfehan’dan yürürüm gündüz gece.)

Buyurdu ki: (Evladım, eğer ki sizin vali,
Senin gelmemen için, gösterseydi çok mani,

Mesela deseydi ki: Gitmezsen ona eğer,
Sana köşk vereceğim, eşyasıyle beraber.

Verseydi hem ayrıca köşkün hizmetçisini.
Döndürebilir miydi yolundan acep seni?)

Genç bunları duyunca, hayret etti ve şaştı.
Ona olan sevgisi, daha da fazlalaştı.

Kendini tutamayıp, ağladı hüngür hüngür.
Dedi ki: (Benim için, en mutlu gün, bu gündür.

Zira size kavuştum, bu, ne büyük saadet.
Bana, bundan ziyade bir nimet olmaz elbet.

Çok şükür, Rabbim bana verince bu nimeti,
Var mıdır köşkün veya hizmetçinin kıymeti?

Köşkü de, eşyası da, hatta hizmetçisi de,
İstemem hiç birini, onun olsun hepsi de.

Tamamını terk edip, size geldim efendim.
Sizdedir benim zira ebedi saadetim.)

Buyurdu: (Onsekizbin âlemin hepsini de,
Bir kimsenin önüne koysalar bir tepside,

Onlara, göz ucuyla ederse tek bir nazar,
O, hiç ilerleyemez bu yolda zerre kadar.)

www.gonulsultanlari.com