Gönül Sultanları.com >  Evliya Nasihatleri > Aradığın burdadır, gel hemen > Üzülme, bekle biraz
Üzülme, bekle biraz
Seyyid Emir Külal'in, vardı ki bir evladı,
Emir Burhaneddin’di hem dahi onun adı.

O der ki: Otururken biz bir gün evimizde,
Hazret-i Hace dahi, var idi o gün bizde.

Mevlana Arif diye, vardı bir din kardeşim.
Uzakta olduğundan, çoktandır görmemiştim.

Öyle özlemiştim ki o kimseyi o ara,
Derdim ki: Gelir mi ki, o kişi buralara?

Hazret-i Hace'ye de, eyleyince bunu arz,
Buyurdu: (Bunun için üzülme, bekle biraz.)

Sonra kalktı yerinden, çıkıp gitti bahçeye.
Bağırdı: (Ey Mevlana, Buhara'ya gel!) diye.

Sonra içeri girip, buyurdu ki: (Ey Emir!
O, işitti sesimi, inşallah yarın gelir.)

Ertesi gün olunca, hem de sabah erkenden,
Çıkıp geldi o kişi oraya hakikaten.

Ona, (Hoş geldin) deyip, götürdüm evimize.
Dedim: (Nasıl oldu da, teşrif ettin sen bize?)

Dedi: (Dün, bu saatte, evimde otururken,
Hace hazretlerinin sesini duydum birden.

İsmimle çağırarak, dedi: (Gel Buhara'ya!)
Ben de, alel acele, çıkıp geldim buraya.)

Onun talebesinden, anlatır ki biri de:
İkamet ediyorduk önce Taşkent ilinde.

Üstadımı görmeye giderdim bazı vakit.
Bir gün, yine içimden, ses geldi: (Hocana git!)

Hemen kavuşmak için, o büyük evliyaya,
Aynı gün yola çıktım, Taşkent'ten Buhara'ya.

Zevcem, yola çıkmadan getirip biraz altın,
Dedi: (Bu altınları, koy önüne o zatın.)

(Niçin gönderiyorsun?) diye sordum hanıma.
Gizledi niyetini, demedi yine bana.

Ben de ısrar etmeden, aldım o altınları.
Gidince, üstadıma arz eyledim onları.

O, tebessüm ederek, buyurdu ki: (Ey filan!
Bana, çocuk kokusu gelir bu altınlardan.

Ümid ediyorum ki, yakında cenâb-ı Hak,
Size bir erkek çocuk verecektir muhakkak.)

O zaman ben anladım zevcemin niyetini.
Ve gördük o duanın hemen bereketini.

O büyük evliyanın, yüksek dualarıyla,
Bize, bir salih oğul bahşetti Hak teâlâ.

Talebeden biri de, bize şöyle nakleder:
Bir yerde, üstadımla bulunurduk beraber.

Bir gün, haber aldım ki biraderim hakkında,
Dediler: (Vefat etti Şemseddin Buhara'da.)

Hemen cenazesine yetişebilmek için,
Hace Behaeddin’den istedim gidip izin.

Buyurdu: (İstiyorsan, Buhara'ya git, fakat,
Şemseddin şimdi sağdır, etmedi ki o vefat.

Ben, onun kokusunu duyuyorum şu anda.
Hatta o bulunuyor, şimdi çok yakınlarda.)

O an kapı çalındı, açınca hayret ettim.
Zira girdi içeri, neşeyle biraderim.

www.gonulsultanlari.com