Kötü huy ve ahlaktan kurtulabilmek için,
Bunların zararını bilmeli elbet ilkin.
Yani kötü ahlakın zararlı olduğunu,
Bilirse, terk etmeye çalışır insan onu.
Kötü huylu olmanın zararını, en evvel,
Peygamber efendimiz bildirdi çok mükemmel.
Hadiste buyuruldu: (Allah katında, şu an,
Yoktur büyük bir günah, kötü huy ve ahlaktan.)
Çünkü bilmez o huyun bir günah olduğunu.
Tövbe dahi etmeyip, daima yapar onu.
Yine Peygamberimiz, hadis-i şerifinde,
Şöyle buyurmaktadır kötü ahlak bahsinde:
(Pişmanlık ve tövbesi varsa da her günahın,
Yalnız olmaz tövbesi, kötü huy ve ahlakın.
İnsan, kötü huyunun tövbesini yapmayıp,
Daha kötülerini yapar hiç aldırmayıp.)
Yine buyuruldu ki: (Nasıl ki sıcak bir su,
Üstüne dökülünce, eritir ise buzu,
İyi huy ve ahlak da, günahları eritir.
İyi huylu olana, verilir büyük ecir.
Yine sirke, nasıl ki, bozarsa balı eğer,
Kötü huy ve ahlak da, iyiliği yok eder.)
İyi huy edinmenin yolu ise, bir tektir.
O da, hep iyilerle arkadaşlık etmektir.
Yani iyi huylu ve salih kimseler ile,
Arkadaş olanlar da, benzer o kimselere.
Çünkü hastalık gibi, ahlak dahi saridir.
Her insanın ahlakı, arkadaşı gibidir.
Bunun için arkadaş seçerken bir Müslüman,
İyi huylu olanı seçmelidir her zaman.
Hadiste buyuruldu: (Her kişinin dini de,
Olur arkadaşının dini gibi git gide.)
Onun için kaçmalı kötü arkadaşlardan.
Ve uzaklaşmalıdır kavga, münakaşadan.
Önce İslamiyet’i iyi öğrenmelidir.
Hep faydalı şeylerle iştigal etmelidir.
Ahlak bozan şeylerden kaçmalıdır şiddetle.
Ve her türlü günahı terk etmeli elbette.
Haramların zararı, Cehennem azapları,
Sık sık hatırlanırsa, insan yapmaz bunları.
Mal ve mevki peşinde koşanlar çok olmuştur.
Velakin muradına kavuşan olmamıştır.
Malını, mevkiini hayır için kullanan,
Dünya ve ahirette, rahat eder her zaman.
Mal ve mevki, insanda gaye olmamalıdır.
Bunlar, hayır yapmaya vasıta olmalıdır.
Nitekim mal ve mevki, aynen deryaya benzer.
Ve bunda boğulmuştur maalesef çok kimseler.
Bu deryanın gemisi, sırf Allah korkusudur.
Bu takva gemisine binen ancak kurtulur.
|