Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > Eden kendine eder > Kendine eder
Kendine eder
Vaktiyle bir hükümdar, iki de veziri vardı.

Biri iyi kalbliydi.
Öteki kötü kalbli ve kıskanç.

İyi kalbli olanı;
- Eden, kendine eder, derdi sık sık.

Onun için hükümdar bu vezirini çok seviyordu.
Öbürü, onu çekemiyor, kıymetten düşürmek için fırsat kolluyordu.

Bir gün hükümdarın kulağına;
- Sultanım, o sizin aleyhinizde konuşuyor, diye fısıldadı.

Hükümdar, inandı buna:
- Ya, ne diyor?
- Ağzınız fena kokuyormuş efendim.

- Ama benim ağzım kokmaz ki.
- İnanmazsanız, bu akşam dikkat edin. Sizinle konuşurken, eliyle burnunu tutacaktır.

Sonra çıkıp, koştu iyi vezire ve;
- Bu öğlen yemeğini bizde yiyelim mi? dedi.

İyi vezir kabul etti:
- Hayhay, yiyelim.

Öğlen vakti birlikte eve gittiler.
Kötü vezir, yemeklere bol sarmısak koydurmuştu.

İyi kalbli vezir yedi o yemeklerden.
Akşam, sultanın huzuruna gidince, mecburen bir eliyle hep ağzını tutuyordu.

Hükümdar, içinden;
- “Tamam, o vezir doğru söylemiş” diye düşündü.

Hemen bir mektup yazıp;
- Al bunu, falan valiye götür! dedi.

İyi kalbli vezir;
- Baş üstüne sultanım, dedi.
Ve çıktı huzurdan.

Mektup şöyleydi:
- Bu mektubu sana getireni öldür!

Garip, o mektubu valiye götürürken, yolda hasetçi vezire rastladı.

Kötü vezir elindeki zarfı görünce sordu hemen:
- Onu kime götürüyorsun?
- Filan valiye.

Hasetçi, bunun bir taltif mektubu olduğunu zannedip rica etti:
- İstersen ben götüreyim.
- Olur, sen götür, dedi.

Ve alıp teslim etti o valiye.

Tutun şunu, öldürün!

Vali mektubu açıp okuyunca, emretti adamlarına:
- Öldürün şunu!

Adamları;
- Baş üstüne! dediler..
Ve emir anında yerine getirildi.

Ertesi gün hükümdar, iyi kalbli veziri sağ salim görünce çok şaşırdı.

Huzuruna çağırıp sordu:
- Sana verdiğim mektubu valiye götürmedin mi?
- Götürecektim, yolda diğer vezir arkadaş ben götüreyim dedi. Ben de olur dedim. O götürdü.

- Peki, sen benim hakkımda, “ağzı kokuyor” diyormuşsun, öyle mi?
- Estağfirullah sultanım.

- Peki o akşam niçin burnunu tutuyordun?

Vezir anlattı olanları.
Hükümdar hakikati öğrenmişti.

İyi kalbli vezirine sevgiyle baktı ve;
- Sen haklıymışsın vezirim, dedi. Eden, kendine edermiş hakikaten.

www.gonulsultanlari.com