Hanzala “radıyallahü anh”, Medineli bir sahabi.
Gasil-ül melaike lakabıyla meşhurdur.
Uhud cenginden bir hafta önce nikahlandı.
Bir gün önce de düğün yapıp, gerdeğe girdi.
Girdi ama, başka bir heyecan içindeydi o gece.
Neydi o?
Yarınki savaş!
Hele şehid olursa!
Ne büyük saadet olacaktı onun için.
“Ya yetişemezsem…!” endişesi içindeydi gece boyu.
Bu korkuyla gözünü kırpmadı.
Ve bir ara geciktiğini hissetti.
Fırladı yataktan.
Kılıcını kapıp, yel gibi çıktı evden.
Koşturdu Uhud’a.
Ama unuttuğu bir şey vardı.
Gusletmek.
Gusletmeyi unutmuştu.
Cenk yerine vardığında, Resulullah efendimiz aleyhisselam safları düzeltiyordu. Süratle koşup girdi son safa.
Ooh! Çok şükür, yetişmişti son anda.
Şimdi tek şeyi düşünüyordu.
“Şehit olmayı”.
Müşrik ordusu bozulmuş, küffâr sağa sola kaçıyordu artık.
Ama Hanzala mahzundu.
Çünkü şehit olamamıştı.
İşte tam o esnada, sırtına soğuk bir çeliğin girdiğini hissetti.
Evet, bir müşrik, sırtından mızraklamıştı Onu.
Vücudundan kan fışkırırken, ikincisi saplandı.
Derken üçüncüsü ve dördüncüsü...
Yığılıverdi oracığa.
Şehit olmuştu.
Savaş sona erince Müslümanlar Medine’ye dönmeye başladılar.
Harbe iştirak edenlerin yakınları, acaba bizden geriye dönen olacak mı heyecanı içerisinde yollara sıralanmışlardı.
Bunların arasında şehitlik şerbeti içen hazret-i Hanzala’nın hanımı da vardı. Herkes büyük bir heyecanla harpten dönenlere yakınlarını soruyor, fakat hiç kimse kimseye cevap vermiyordu.
Ancak sorulan soruları sevgili Peygamberimiz “aleyhisselam” cevaplıyordu.
En son olarak soru sorma sırası, Hanzala’nın hanımına gelmişti.
Resulullah efendimize yaklaşarak sordu:
-Ey Allah’ın Resulü! Hanzala nerede?
Sevgili Peygamberimiz cevabında buyurdu ki:
- Hanzala şehit oldu.
Bunu üzerine Hanzala’nın hanımı yere bakarak, sessizce;
-Ya Resulallah, şu anda söyleyeceğim, bir aile sırrıdır. Sizler de biliyorsunuz ki, kocamla daha henüz ilk evlendiğimiz geceydi. Hanzala, boy abdestini dahi alamadan hemen harbe katıldı. Bu sebeple, emir veriniz de kocamı bulsunlar ve yıkasınlar, dedi.
Peygamber efendimiz;
- (Sen Hanzala için hiç merak etme! Ben Hanzala’yı meleklerin yıkadığını gördüm) buyurdu.
Bunun için ona “Gasil-ül melâike” denir.
Yani (Meleklerin gusül ettirdiği Hanzala)
|