Nişabur’da yetişen Velilerden İmam-ı Kuşeyri hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir gün sevdiklerine;
- Kardeşlerim, vakit çok kıymetlidir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Onu boş ve faydasız şeylerle geçirmeyin. Zamanınızın kıymetini bilin ve onu en iyi şeylere sarfedin!
Nitekim;
- Sevgili Peygamberimiz; “Musibetlerin en büyüğü, vakti faydasız şeylerle geçirmektir” buyuruyor.
Şöyle devam etti:
- Namazlarınızı da vaktinde kılın ki, kıyamet günü pişman olmayasınız.
Sordular:
- Kıyamette pişmanlık çok mu olur efendim?
- Evet, buyurdu.
Ve ekledi:
- Hadis-i şerifte; “Bir vakit namazı kazaya bırakan ve kazasını kılmadan ölen kimsenin mezarına, Cehennemden yetmiş pencere açılır ve kıyamete kadar azab çeker” buyuruldu.
İman nedir?
Bir gün de bazı sevdikleri bu zata gelip;
- Efendim, Muhammed aleyhisselamın, Allahü teâlânın Peygamberi olduğuna inanmak ne demektir? diye sordular.
Cevabında;
- Onun bildirdiği emir ve yasakların hepsinin, Allahü teâlânın emir ve yasakları olduğuna inanmak, hepsini kabul etmek ve beğenmek demektir, buyurdu.
Sordular:
- Böyle inanan kimse, bunlardan bazılarına uymazsa imanı gider mi efendim?
- Hayır, gitmez.
Sordular yine:
- Hangi halde iman gider hocam?
Buyurdu ki:
- Bu emir ve yasaklardan birini bile hafife alır, uymadığına üzülmez, hatta bu haliyle öğünürse, Peygambere inanmamış olur ve imanı gider.
- Ya üzülürse efendim?
- Üzülürse, yani bunun için Allahü teâlâya karşı mahcup ve boynu bükük olur, kalbi sızlarsa, imanının kuvvetli olduğu anlaşılır.
Merak etmişlerdi:
- Yani amel ve ibadetlerdeki bozukluk, insanı dinden çıkarmaz mı efendim?
- Hayır, günah işlemek imanı gidermez, buyurdu.
Ve izah etti:
- Fakat o işin günah olduğuna inanmayarak yapar, veya inanıp da ehemmiyet vermeyerek, aldırmayarak yapar ve günah işlediğine hiç üzülmez, umursamaz, azabından korkmazsa, o zaman imanı gider.
|