İbrahim Dede "rahmetullahi aleyh", Balıkesir erenlerindendir.
Bir gün, bir sevdiğiyle sohbet ediyordu ki;
- Kardeşim, şu insanoğlunun hiç bir şeye hükmü geçmiyor, buyurdu. Ne kendi vücuduna tesir edebiliyor, ne de dış şartlara. Yani bizler aciz birer kuluz. Kendimize ait hiç bir şeyimiz yoktur.
Şöyle devam etti:
- İnsan akşam yatıyor. Bazıları, sabah kalktığında, bakıyorsunuz ya felç olmuş mâzallah, ya da aklı gitmiş, öyle değil mi?
- Evet efendim. Hatta ölmüş oluyor hocam.
- Öyle ya. Kalbimizin çalışması elimizde mi? Durmasına mani olabiliyor muyuz?
- Mümkün değil.
- Bugün bir deprem olacak olsa, kim mani olabilir?
- Hiç kimse.
- O halde biz neyiz? Aciz bir kul. İnsan oğlunun yegane vasfı aciz olmasıdır. İnsan, tek kelimeyle “Aciz” demektir yani.
Ve sordu ona:
- İnsan ahirete giderken, malını mülkünü götürebiliyor mu?
- Yok efendim.
- Çoluk çocuğunu?
- Götüremiyor tabii.
- Peki ne götürüyor? Yalnız Allah için yaptığı amelleri. Ama yine de Cennete girmek, amelle değil, Allah’ın rahmetiyle olur ancak.
Ve şunu anlattı:
Bize ne getirdin?
Talebeden biri, hocasını ziyarete gitmiş bir gün.
Hocası sormuş:
- Bize ne getirdin evladım?
Delikanlı;
- Sizde olmayan şeyi efendim, demiş.
Hocası merak etmiş:
- Neymiş bende olmayan?
- Günah efendim. Günahlarımı getirdim.
Bunu anlatıp;
- İşte biz de Rabbimizin huzuruna günahlarımızı götüreceğiz, buyurdu. Cenâb-ı Hak rahmetiyle muamele buyursun bizlere.
Ve ekledi:
- Cennete girmek, ancak Allahü teâlânın rahmetiyle mümkündür.
|