Akhisar’da Şeyh İsa camii avlusunda bir büyük zat yatıyor.
İlyas Çelebi "rahmetullahi aleyh".
O devirde kötürüm bir kadın vardı ki, yıllardır çare bulamamıştı derdine.
Bir gece rüya gördü.
Ve kendisine:
- Ey filan! Sen İlyas Çelebi’ye git! Derdinin çaresi onda, dediler.
Kadın, o sabah gönderdi küçük oğlunu bu Allah dostuna.
Ve haber verdi gördüğü rüyayı.
İlyas Çelebi, bir şişe zeytinyağı alıp verdi çocuğa:
- Bunu annene götür, ayaklarına sürsün. Biz de dua ederiz, inşallah şifa bulur.
Kadıncağız o yağı ayaklarına sürüp, şifaya kavuştu o anda.
Tabii ki Allah’ın izniyle.
Başarılı insan kimdir?
Bir gün, bu zata;
- Başarılı insan kime denir? diye sordular.
Cevaben;
- Başarı, en sonra işe yarayana denir, buyurdu. Yani bir iş, ölümden sonrasına faydalıysa başarıdır. Ahirette faydası olmayan bir işe, başarı denmez.
Ve daha açıkladı:
- Dünya hayatı ile sınırlı olan bir çalışma için, başarıdan bahsetmek yanlış olur. İnsan, çalışması neticesinde sadece dünya malı kazanmışsa, ne kıymeti vardır ki?
- Neden hocam? dediler.
- Çünkü az sonra çıkacak elinden. Hadis-i şerifte; “İnsanlar uykudadır. Ölünce uyanırlar” buyuruldu. İnsan uykuda iken zengin olsa, kıymeti var mıdır?
- Yoktur tabii efendim.
- İşte dünya hayatı da böyledir. İnsan ölünce, kaybeder bütün malını. Ama ahiret için kazandıkları böyle değildir. Devamlı ve sonsuzdur onlar. İşte bunun içindir ki, ahiretini kazanan kimseye başarılı insan denir.
Ve sordu onlara:
- Bir insan düşünün ki, dünyada çok mal kazanmış. Ama öldükten sonra Cehenneme gidecek. Ona başarılı denir mi?
- Denilmez tabii efendim.
- İşte bunu anlatmaya çalışıyorum. Kendisini ateşten kurtaramamışsa, ne kıymeti vardır kazandığı malların? Hiç.
|