Türkistan’da yetişen Velilerden Ebu Said-i Ebül Hayr hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir gün talebesiyle dergahında oturuyordu ki, bir yabancı genç girdi içeri.
Selam verip oturdu bir köşeye.
Maksadı, imtihan etmekti bu mübarek zatı.
“Eğer kalb gözü açık bir Veli ise, hurma ikram etsin bana” diye geçirdi içinden.
O böyle düşünüyordu ki, büyük Veli sohbeti kesip çağırdı Ahmet ismindeki bir talebesini:
- Ahmet! Bir dakika gelir misin yavrum!
Talebe koşup geldi:
- Buyurun hocam.
- Evladım, bizim eve git. Sana hurma verecekler, onu al, buraya getir!
Talebe;
- Baş üstüne efendim! deyip fırladı.
Ve bir solukta gidip getirdi hurmayı.
Büyük zat aldı hurma tabağını.
Ve o gelene uzatıp;
- Buyur evladım, taze hurmadır, her zaman bulunmaz, buyurdu.
Genç, edeble alıp yedi hurmadan.
Sonra ellerine yapışıp;
- Beni de talebeliğe kabul edin! diye yalvardı.
Ve artık ayrılmadı o kapıdan.
Önce lazım olan şey
Bir gün de bazı gençler;
- Efendim, insana en önce lazım olan şey nedir? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- İtikadını düzeltmektir, buyurdu.
Ve ekledi:
- “Ehl-i sünnet alimleri”nin bildirdiği gibi bir iman ve itikat edinmek, her şeyden daha mühimdir. Ondan sonra, ibadete sıra gelir.
Sordular:
- En mühim ibadet nedir efendim?
- Beş vakit “Namaz kılmak”tır. Namaz, ibadetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü teâlâya en çok yaklaştıran bir ibadettir.
Başarılı olmak için
Bir gün de bazı gençler;
- Efendim, başarılı olmak için bize ne tavsiye edersiniz? diye sordular bu zata.
Cevaben;
- Kızmayın. Kimseyi tenkit etmeyin, buyurdu.
Ve ekledi:
- Güler yüzlü, tatlı dilli olun. Kalb kazanmaya bakın. Hepimiz yolcuyuz.
Sordular:
- Ne yolcusu efendim?
- Ahiret yolcusuyuz. “Ahiret yolcusu”nun gönül alması lazımdır çocuklar.
|