Trablus’ta vefat eden büyük Veli Ahmet bin Süleyman Ervadi hazretleri "rahmetullahi aleyh", henüz genç idi ki bir gün annesine;
- Anneciğim, ibadetlerimden pek lezzet alamıyorum. Acaba sebep ne olabilir? diye sordu
Annesi,
- Bilmiyorum evladım, dedi.
- Anne, bir düşün hele.
- Neyi düşüneyim oğlum?
- Mesela beni emzirdiğin günleri. O günlerde haram bir şey yemiş olabilir misin acaba?
Annesi uzun uzun düşündükten sonra hatırladı:
- Evet oğlum, öyle bir şey oldu galiba. Bir gün komşuya gitmiştim. Mutfağında sevdiğim bir yemek pişiyordu. Ona yardım edeyim derken, yemeğin tadına bakmıştım.
Sordu hemen:
- Ev sahibinin haberi yok muydu?
- Yoktu. Ona söylemeden yemiştim. Olsa olsa bu olabilir. Başka haram yediğimi hatırlamıyorum.
O böyle deyince rica etti:
- Anneciğim, öyleyse hemen git, helalleş o kadınla.
Kadıncağız;
- Peki oğlum, dedi.
Ve gidip helalleşti o kadınla.
Oğlu, ondan sonra zevk almaya başladı ibadetlerden.
Haram, ateştir
Bu mübarek zat, bir gün birkaç kişiyle sohbet ediyordu ki;
- Haram, ateştir! Buyurdu. Haramla beslenen vücudu ateş yakar kardeşlerim.
Bir gün de sevdiklerine;
- Haram elbise ile kılınan namaz kabul olmaz, buyurdu.
Sordular:
- Yani kılınmamış mı sayılır efendim?
- Hayır, öyle değil. Namaz borcu ödenir, ama sevap kazanılmaz.
Ve ekledi:
- Hatta elbisenin tamamı değil, sadece bir düğmesinin ipliği haram olsa, o namaz yine kabul olmaz. Yani sevap verilmez.
|