Belh şehrinde yaşayan Velilerden Ebu Bekir-i Verrak "rahmetullahi aleyh" hazretlerinin sevdiklerinden biri mektup yazıp, bazı dini sualler sormuştu bu Veliye.
Lakin “Namazda tadil-i erkan” meselesini sormayı unutmuştu.
Mektubu gönderdikten sonra hatırladı.
Tabii iş işten geçmişti.
“Neyse, bir daha ki mektupta sorarım” dedi kendi kendine.
Bir müddet sonra cevap geldi bu zattan.
Heyecanla açıp okudu mektubu.
Sormuş olduğu bütün suallerin cevapları çok güzel yazılmıştı.
Ancak son paragrafta çok duygulandı.
Ve ağlayarak okudu şu satırları:
- Namazları tadil-i erkan ile kılmalıdır. Zira bazı alimler buna farz demiştir.
Mektup devam ediyor:
- Tadil-i erkan, rükuda, rükudan kalkıp dikilince, secdede ve iki secde arasında oturunca, bir miktar hareketsiz durmaktır.
Ve ilave etmiş:
- Sen sormamışsın ama, belki merak edersin, diye yazdım.
Gençliğinin kıymetini bil
Bu zat, bir gün nasihat isteyen bir gence;
- Bu gençlik zamanının kıymetini iyi bil oğlum. Onu, oyun ile, faydasız şeylerle geçirme, buyurdu.
Ve ekledi:
- Yapılacak en mühim iş, dinimizin emir ve yasaklarını iyice öğrenmek ve ona göre amel etmektir.
Çok istiğfar edin!
Bir gün de kendisinden nasihat istediler.
O kimselere;
- Çok tövbe istiğfar edin, buyurdu.
Sordular:
- Hangi vakitlerde istiğfar edelim efendim?
- Her vakit edin. Ama bilhassa beş vakit namazı kılınca, bir de gece herkes uyurken. Yani seher vakitlerinde.
İlk yapacağımız şey
Bir gün de bazı gençler;
- Efendim, ilk yapacağımız şey nedir? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- Öncelikle İslamiyet’i öğrenin, buyurdu. Buna göre amel edin ve başkalarına da öğretin. Fakat acele edin biraz.
Merak ettiler:
- Neden efendim?
- Çünkü ölüm ani gelir de tövbe etmeden gidebilirsiniz.
- Aman biz henüz genciz efendim.
- Öyle demeyin. Ecel, genç ihtiyar tanımaz. Hem sonra genç iken ölenlerin sayısı, yaşlı ölenlerden daha fazladır. Bunu aklınızdan çıkarmayın.
|