Bandırma’da yaşayan Velilerden Kerpiçli Dede’nin "rahmetullahi aleyh" küçük oğlu hastalandı bir gün.
İsmi Necati idi ki, günden güne ağırlaştı çocuk.
Bir gün Kerpiçli Dede dergahta iken, küçük Necati ruhunu teslim eti.
Ailesi telaşa kapıldılar.
Zira bu haberi nasıl söyleyeceklerdi babasına.
Bu, gayet güç bir işti onlar için.
Nihayet yakınlarından biri üstlendi bu vazifeyi.
Ve koştu dergaha.
O esnada mübarek, tatlı tatlı sohbet ediyor, ölümden bahsediyordu hem de.
Haberci girdi içeri.
Ama bir türlü veremiyordu bu haberi.
Kerpiçli Dede baktı o gelene:
- Hoş geldin kardeşim.
- Hoş bulduk efendim.
- Ne o, bir haber mi var?
- Evet hocam.
- Hayırdır, ne oldu?
Bir türlü diyemiyordu
- Şey efendim...
- Söyle kardeşim, ne var?
- Efendim, şey...
- Anladım. Necati vefat etti diyeceksin.
- Evet hocam.
Kerpiçli Dede, “İnna lillah...” âyetini okuduktan sonra;
- Ne yapalım, buyurdu. Hepimizin akıbeti bu. Hepimiz öleceğiz. Cenâb-ı Hak son nefeste iman selameti versin hepimize.
Sonra kalkıp birlikte eve gittiler.
Oğlunu bizzat kendisi yıkayıp, namazını kıldırdı.
Ve defnetti kabrine.
Gözlerinden akan yaşlar gömleğini ıslattı.
Buyurdu ki:
“Biz razıyız Rabbimizden gelene. Hâşâ isyan etmek, Müslümana yakışmaz. Mülkün sahibi Rabbimizdir celle sultanüh. Her nimeti olduğu gibi, bu evlat nimetini veren de O idi. Alan da şimdi yine O. Verirken sormadı ki, alırken sorsun.”
Muvaffak olmak için
Bir gün de;
- Muvaffak olmak neye bağlıdır efendim? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- Muvaffakıyet, mütevazı olmaya bağlıdır, buyurdu. Tevazu göstereni Hak teâlâ yükseltir. O tevazu ettikçe daha da yükselir.
Sordular:
- Ya kibirli olanlar efendim?
- Kibredeni alçaltır Hak teâlâ. O kibirlendikçe daha da alçalır.
- Mahşerde de böyle midir efendim?
- Elbette. Kibirli olanlar, mahşer gününde, “küçük karıncalar” gibi mahşer halkının ayakları altında kalıp helak olacaklardır.
|