Kabr-i şerifi Edirne’de bulunan büyük Veli Hasan Sezai hazretlerine "rahmetullahi aleyh", bir gün sevenleri;
- Efendim, cenâb-ı Hakkın çok merhametli olduğunu Kur’an-ı kerimin hangi âyetlerinden anlarız? diye sordular.
Cevaben;
- Azab âyetlerinden, buyurdu.
Şaşırdıklarını görünce, izah etti:
- Cenâb-ı Hak azab âyetleriyle; “Ey kullarım, şu şu işleri ben size haram kıldım, onları yapmayın! Yoksa Cehennemde yanarsınız. Çünkü ben ezelde böyle diledim” diye açıkça bildiriyor. Hem de bir sefer değil, defalarca bildiriyor. Bundan büyük merhamet olur mu?
Ve sordu onlara:
- Bir baba, evladına; “Bak yavrum, şunu şunu yapma! Yaparsan seni döverim!” derse, bu, çocuğunu sevdiğinden değil midir?
- Elbette sevdiğindendir efendim.
- Bir öğretmen de talebesine; “Dersine çalışmazsan seni sınıfta bırakırım” diye ikâz etse, bu da talebe için iyilik değil midir?
- İyiliktir tabii efendim.
- Yine bir iş sahibi, işçisine; “İyi çalışmazsan, seni işten atarım!” diye ikâz ederse, bu, merhamet değildir de nedir? Önceden bildirmeyip de, sonradan döver, sınıfta bırakır veya işten atarsa, işte o zaman merhametsizlik olurdu.
Kalbleri hastadır
Bir günkü sohbetinde de;
- İnsanlar, bedenlerinin hastalığına çok ehemmiyet veriyorlar, buyurdu. Bu, normaldir. Ama asıl kalbleri hastadır onların.
Anlıyamadılar:
- Kalbleri mi hastadır efendim?
- Evet, gönülleri hastadır yani. Fakat bunun farkında bile değiller. Halbuki “asıl dert” budur. Çünkü bu hastalık, insanı Cehenneme götürür.
Sordular:
- Bu hastalığın ilacı nedir ki efendim?
- Önce Ehl-i sünnet alimlerinin yazdığı “ilmihal kitapları”nı okuyarak İslamiyet’i öğrenmektir. Nasıl vücudumuzu besliyorsak, bu da kalbin gıdalarından biridir işte. Gıdası verilmezse kalb hasta olur. Daha da verilmezse, ölür mâzallah.
Sordular yine:
- Kalbin ölmesi ne demektir hocam?
- İmanını kaybetmesidir Allah korusun.
|