Hindistan Evliyasından Ziyaeddin Berni hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir gün şunu anlattı sevdiklerine:
Resulullah efendimiz aleyhisselama bir gün, bir torba dolusu, tam doksan bin altın hediye gelmişti.
Efendimiz aleyhisselam, hiç bekletmeden, tamamını taksim etti eshaba.
Az sonra biri daha geldi oraya.
Lakin ona verecek altın kalmamıştı.
Efendimiz aleyhisselam, onun üzülmesine dayanamayıp;
“Kardeşim! Her neye ihtiyacın varsa, git, benim namıma satın al. Ben sonra öderim” buyurdular.
Sahabeden biri, Efendimiz aleyhisselama sokularak;
- Ya Resulallah! Gücünün yetmediği şeyle mükellef değilsin, diye arzetti.
Ama Peygamber efendimize hoş gelmedi bu söz.
Cevap vermediler.
O esnada başka bir sahabi yaklaşıp;
- Ya Resulallah! Sen yine ihsan eyle. Bildiğin gibi yap. Allah’ın mülkü vermekle azalmaz, diye arzetti.
O zaman yüzü güldü Efendimiz aleyhisselamın.
Tebessüm ederek;
“Ben zaten ihsan etmekle emrolundum” buyurdular.
Öyle yapacağına...
Bir gün de şunu anlattı cemaatine:
Kureyş müşriklerinden birinin Peygamber efendimiz aleyhisselamdan az alacağı vardı.
Ödeme gününe henüz üç gün varken gelip dayandı kapıya.
Efendimiz aleyhisselamın yanında hazret-i Ömer vardı o anda.
Kapıya çıktığında adam ukala bir tavırla;
- Ey Abdülmuttalip oğulları! Siz borcunuzu niçin vaktinde ödemezsiniz acaba? Diye hakaret etti.
Peygamber efendimiz sükut ettiler.
Lakin hazret-i Ömer elinde olmadan gadaplandı.
Ağır ve sert şekilde azarladı adamı.
Ama bu davranışı Efendimiz aleyhisselam beğenmediler.
O adam gidince;
“Ya Ömer! Öyle yapacağına, bana, borcumu daha önceden ödememi, ona da, alacak isterken insanca davranmasını söyleyebilirdin” diye ikâz buyurdular.
Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” yaptığına pişman olmuştu.
Özür diledi Peygamber efendimizden.
|