Hindistan Velilerinden Hafız Sadullah Efendi "rahmetullahi aleyh", bir gün sevdiklerine;
- Ramazan-ı şerifte açıktan oruç yiyenin imanı gidebilir, buyurdu.
- Hikmeti nedir efendim? dediler.
- Çünkü aşikâre oruç yemek, Allahü teâlânın emrini hafife almak, ehemmiyet vermemek alametidir, buyurdu. Allah’ın emrine ehemmiyet vermeyenin, buna zerre kadar dahi üzülmeyenin imanı gider.
Sordular:
- Namaz da öyle midir efendim?
- Elbette. Namaza ehemmiyet vermeyenin de imanı gider. Çünkü namaz kılmak da Allah’ın emridir.
Sordular yine:
- Ehemmiyet vermemek nasıl anlaşılır hocam?
- En bariz işareti, kılmamak ve kılmadığına üzülmemektir. Eğer zerre kadar üzülüyorsa, imanı olduğu anlaşılır.
Şöyle bitirdi:
- Beş vakit farz namazı, severek, özenerek ve şartlarına uygun olarak kılmalıdır ki, Müslüman olana da bu yakışır.
Kalbi ne temizler?
Bir gün de;
- Efendim, kalbleri temizlemenin ilacı nedir? diye sordular bu zata.
- “Ehl-i sünnet alimleri”nin, “Allah dostları”nın sohbetidir, buyurdu.
Sordular:
- Bizzat sohbetlerinde bulunmak şart mıdır hocam?
- Hayır. O zatların kitaplarını okumak da kalbleri temizler. Zira kitap okumak, sohbet gibi feyz verir. Her gün, bir iki sayfa olsun, mutlaka okumalıdır.
Sordular:
- Dualarımızın kabul olması için bize ne tavsiye edersiniz efendim?
- Haram yemeyin ve haram konuşmayın.
- Hikmeti ne efendim?
- Çünkü haram giren ve haram çıkan ağızla yapılan duayı Allahü teâlâ kabul etmez. Ayrıca bir şey daha var.
Merak ettiler:
- O nedir efendim?
- Bir de Allah dostlarını, Evliya zatları vesile ederek dua edin. Bu da, duanın kabulüne en mühim sebeptir.
|