Tabiin devrinde Kufe’de yetişen büyük Velilerden Said bin Cübeyr hazretlerine “rahmetullahi aleyh“, bir gün;
- Efendim, dünya için çalışıp kazanmak hakkında ne dersiniz? diye sordular.
Cevabında;
- Müslüman, dünyayı sevdiği, dünyaya düşkün olduğu için değil, Allahü teâlâ emrettiği için çalışıp kazanır, buyurdu. Kazandıklarını da Onun emrettiği ve beğendiği yerlere sarf eder.
Ve ekledi:
- Müslüman, dünyaya düşkün olmaz.
- Dünyaya düşkün olmanın ölçüsü nedir hocam? dediler.
- Nefsinin kötü arzularına, zevklerine kavuşmak için çalışıp para kazanmak, çalışırken helale harama dikkat etmemek, başkalarının hakkına saldırmak, borçlarını, vergilerini ödememek, kanunlara karşı gelmek, dünyaya düşkün olmayı gösterir ki, büyük günahtır.
Ve ilave etti:
- Allahü teâlâ emrettiği için çalışıp kazanmak ve Onun emrettiği gibi çalışıp, kazandığını Onun emrettiği yerlere sarf etmek de ibadet olur ki, bu da büyük sevaptır.
Hesaba çekileceksin
Bir gün ticaretle uğraşan bir sevdiğine;
- Kardeşim, alışveriş yaptığın kimselerle olan sözlerini, hareketlerini, aldığını, verdiğini iyi ve doğru hesap et, buyurdu Kıyamette, bunların hepsinden bir bir hesaba çekileceksin.
Adamcağız;
- Her bir sözümüzden, her bir hareketimizden mi hesaba çekileceğiz efendim? deyince;
- Evet, buyurdu.
Ve şunu anlattı ona:
Büyüklerden biri, bir bakkalı rüyada görüp;
- Allahü teâlâ sana ne yaptı? diye sordu.
Bakkal;
- Önüme ellibin sayfa koydular.
- “Bu sayfalar kimlerindir?” dedim.
- Sen, dünyada iken ellibin kişiyle alışveriş yapmışsın. Her bir sayfa, bunların birisiyle olan muameleni göstermektedir, dediler.
Baktım, her sayfada bir kimse ile olan muamelemin inceden inceye yazılmış olduğunu gördüm.
Ve ilave etti:
- Bir kuruş hile yapan, bir kuruş hak yiyen, cezasını çekecektir.
|