Kütahya’da medfun bulunan büyük Velilerden Sakıb Dede’ye “rahmetullahi aleyh“, bir gün bir sevdiği;
- Efendim, bir kitapta; “Evliyanın ruhları mekansızdır. Her ne zaman, nerede anılırlarsa, orada hazır olurlar” diye okumuştum. Gerçekten öyle midir? diye sordu.
Cevabında;
- Evet, öyledir, buyurdu.
- Öyleyse bir Velinin mezarına gidip, ziyaret etmeye ne lüzum var efendim? Madem ki anıldıkları yerde hazır oluyorlar. Kabrine gitmeden de istifade edebiliriz.
- Evet ama kabir başına gitmenin çok faydaları vardır.
- Ne gibi hocam?
- Evliyayı ziyarete giden kimse, yolda hep onu düşünür. Ona teveccühü, her adımda artar. Mezar başına gelip toprağını görünce, ona olan sevgisi daha da çoğalır. Sevgisi arttıkca, istifadesi de artar.
Şöyle devam etti.
- Evet ruhlar için her yer birdir. Fakat, dünyada iken, yıllarca beraber bulunduğu ve ahirette sonsuz beraber kalacağı bedeni, o topraktadır. Onun için, ruhun bu toprağa uğraması, nazarı ve bağlılığı, başka yerlere olandan daha çoktur.
Dünyada en zor şey
Bir gün de bazı sevdikleri;
- Efendim, dünyada en zor şey nedir? diye sordular.
- Hakkı batıldan ayırmaktır, buyurdu. Yani iyiyi kötüyü fark edebilmek, doğruyu yanlışı anlayabilmektir.
Ve ekledi:
- Ahirette, “hak” diye sarıldıklarının “batıl” olduğunu görenler, kahrolacak, hüsrana uğrayacaklardır.
- Bu, o kadar zor mudur hocam?
- Elbette, çok zor ve çok önemlidir. Peygamber efendimiz bunu biz ümmetine öğretebilmek için şöyle dua ederlerdi:
“Ya Rabbi, bana hakkı hak olarak, batılı da batıl olarak bildir. Batıla hak diye sarılmayayım.”
|