Evliyanın büyüklerinden Safiyyüddin Erdebili hazretlerine “rahmetullahi aleyh“, bir gün bazı sevdikleri gelerek;
- Efendim, her gün sabahtan akşama kadar camide ibadet edip, “Allahü teâlâ benim rızkımı nerden olsa gönderir” diyen bir kimse nasıl bir adamdır? diye sordular.
Cevabında;
- Bu kimse cahildir, buyurdu. İslamiyet’ten haberi yoktur.
- Neden? dediler.
- Çünkü Resulullah efendimiz aleyhisselam; (Allahü teâlâ benim rızkımı, süngümün ucuna koymuştur) buyuruyor. Yani rızkım, İslam dinine ve Müslümanlara saldıran kâfirlerle harp etmekle gelmektedir, demek istemişlerdir.
Sonra şunu anlattı:
İbrahim Edhem hazretlerini “rahmetullahi aleyh“ sırtında bir yığın odun götürürken görenler;
- Niçin bu kadar sıkıntı çekiyorsun? dediler. Kardeşlerin, seni hiçbir şeye muhtaç bırakmıyor.
Cevabında;
- Öyle söylemeyin, buyurdu. Hadis-i şerifte; (Helal kazanmak için sıkıntı çekenlere Cennet vacib olur) buyuruluyor.
Çalışmak ibadettir
Bir gün de;
- Efendim, çalışıp mal kazanmak, dinimizde kötü müdür? diye sordular.
- Çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını temin, fukaraya yardım ve İslamiyet’e hizmet için çalışıp helal kazanmak, çok iyidir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Süleyman aleyhisselam, hazret-i Osman, Abdurrahman bin Avf ve Eshab-ı kiramdan bazıları çok zengindiler. Bu zenginlikleri, Allah indindeki derecelerinin azalmasına sebep olmadı.
Şöyle bitirdi:
- Hele fakirlik, ibadete ve hizmete mani olursa, bunları yapabilmek için zengin olmak efdaldir. Hatta böyle zenginlik büyük nimettir ki, Allahü teâlâ, bu nimeti dilediğine ihsan eder.
|