Merzifon’da medfun bulunan Kılıç Dede’ye “rahmetullahi aleyh“, bir gün bazı sevdikleri gelerek;
- Efendim, geçen sohbette, Cehennemde sonsuz yanmak, küfrün karşılığıdır, diye söylemiştiniz, dediler.
- Evet, öyledir, buyurdu.
- Peki bir kimse kâfirlerin âdetlerini yapar, onların ibadet, âdet ve bayramlarına kıymet verirse, bu kimsenin imanı gider mi efendim?
- Gitmeyebilir. Yani bir kimse, dinde inanılması lazım olan şeylerden, bir tanesine bile inanmamış veya şüphe etmiş veya beğenmemişse imanı gider.
Sordular:
- Nasıl olursa imanı gitmez hocam?
- Eğer kelime-i tevhidi söyleyip, manasını kabul eder, Muhammed aleyhisselam Allahü teâlânın Peygamberidir, her sözü doğrudur, güzeldir, ona uygun olmayanlar yanlıştır, fenadır diye inanır, son nefesinde de öyle ölüp, ahirete böyle giderse, imanı gitmez.
- Peki efendim, bu kimse kâfirlere mahsus olan âdetlere ve bayramlara katılır, onların mukaddes bildikleri gün ve gecelerinde, onların yaptıklarını yaparsa?
- O zaman Cehenneme girer. Ama kalbinde zerre kadar imanı olduğu için, yani bildirdiğimiz gibi, kısaca inandığı için Cehennemde sonsuz kalmaz.
- Kısaca inanmak nasıl olur hocam?
- Kısaca inanmış olmak için, dinde inanılması lazım olan şeylerden birini işitince, hiç şüphe etmeden hemen inanması lazımdır.
Küfürden korkun!
Bir gün de sohbetinde;
- Küfürden çok korkmalıdır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Hadis-i şerifte; “Hep hayırlı, faydalı konuşunuz. Yahut susunuz!” buyuruldu.
- Tavsiyeniz nedir efendim? dediler.
- Az konuşunuz! İslamiyet’e uygun olmayan söz ve hareketlerden çok sakınınız!
Şöyle bitirdi:
- Peygamber efendimiz aleyhisselam; “Şirkten sakınınız. Şirk, karıncanın ayak sesinden daha gizlidir” buyuruyor.
|