İslam âlimlerinden Seyyid Ahmet Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh“, bir günkü sohbetinde;
- Kardeşlerim, dinimiz baştan başa şefkattir, buyurdu. Bu kadar alimler, evliyalar, istirahatlarını feda ederek hayatları boyunca hep insanların kurtulması için çalıştılar.
Dinleyenler;
- Neden bu kadar çok uğraştılar efendim? diye sorunca da;
- Merhametten, buyurdu. İnsan, bir kedinin bile ateşte yanmasına tahammül edemezken bir insanın, hem de ebediyyen yanmasına nasıl tahammül edebilir?
- Bu gayret, imandan mı kaynaklanıyor efendim? dediler.
- Evet, buyurdu.
Ve devam etti:
Hazret-i Ebu Bekir “radıyallahü teâlâ anh” Müslüman olunca, Ya Resulallah, altı arkadaşım daha var, onları da getireyim dedi ve onların da iman etmesine vesile oldu. İşte iman budur.
- Biz de buna gayret etmeli miyiz efendim? dediler.
- Elbette, buyurdu. Öğrendiğimizi başkalarına da öğretmezsek sorumluluktan kurtulamayız.
- Nasıl öğreteceğiz peki hocam?
- “Ehl-i sünnet alimleri”nin kitaplarını insanlara ulaştırmak suretiyle. Kitap vermek, on kere anlatmaktan daha iyidir.
Dört şeyden istifade eder
Bir gün de;
- Evliyanın yanında bulunan, dört şeyden istifade eder, buyurdu. Merhametinden, yumuşaklığından, güzel huyundan ve ilminden.
- Bunlardan istifade ettiği nasıl anlaşılır efendim? dediler.
- Allahü teâlâdan korkmasıyla, buyurdu.
- İstifade etmediği nasıl anlaşılır efendim?
- Bunun alameti de, kendini beğenmesidir. Bu da, o kişinin kendi ayıplarını görmesine mani olur.
Sordular yine:
- Hocam, susmak ibadettir deniyor, bu doğru mu?
- Evet, buyurdu. Susmak, yorulmadan yapılan bir ibadet ve insanı özür dilemek zilletine düşmekten koruyan bir zenginliktir.
Son olarak;
- Güzel ahlak nedir efendim? diye sordular.
- Yaratanı düşünerek, yaratılanları hoş görmek ve onların eziyetlerine sabretmektir, buyurdu.
|