Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > İmam-ı Rabbani'nin aşığıyım > Görür görmez hayran oldu
Görür görmez hayran oldu
Seyyid Fehim Arvasi hazretleri “kuddise sirruh”, üstadını ilk defa Nehri’de gördü.
Görür görmez hayran oldu.

Öyle ki, gözü, Ondan başkasını görmüyordu artık.
Çünkü Resulullah efendimizin mübarek kalbinden çıkan nurlar, o zatın kalbinden yayılıyordu.

Üstadı, Seyyid Taha-yı Hakkâri hazretleriydi “kuddise sirruh”.
Bu mübarek zat, bir gün Seyyid Fehimi çağırıp;
- Sen, kabiliyetli ve zeki bir talebesin. Mutavvel kitabını okumalısın, buyurdu.

Seyyid Fehim;
- Baş üstüne efendim, dedi.

Ve arzetti ardından:
- Ama benim kitabım yok.
- Üzülme, benimkini veririm, buyurdu.

Ve kendi “Mutavvel” kitabını hediye edip;
- Muş’un, Abiri köyünde bir alim var, buyurdu. Ona git. Onunla oku bu kitabı. Bir müşkilin olursa beni düşün.

Seyyid Fehim, yine;
- Baş üstüne efendim, dedi.

Ve kitabını koltuğuna sıkıştırıp gitti o alime.
O alimin adı Molla Resul idi.
Başladılar okumaya.

Bir gün Molla Resul'den Mutavvel'i okurken, hocasına;
- Burayı anlayamadım, dedi.

Molla Resul tekrar anlattı.
Fakat Seyyid Fehim yine anlayamadı.

Molla Resul cümleyi birkaç defa okuduktan sonra;
- Bugün yoruldum, yarın anlatırım, dedi.

Ertesi gün okudu.
Fakat yine açıklayamadı.

O gece, Molla Resul de, Seyyid Fehim de düşündüler.

Üçüncü gün, Molla Resul oradaki inceliği yine açıklayamadı.

O sırada Seyyid Fehim, hocası Seyyid Taha hazretlerinin; "Ders okurken anlayamadığın yer olursa, beni hatırla" sözünü hatırladı.

Molla Resul dersi mütâlaa etmekle meşgulken, O, gözlerini kapayıp, mürşidi Seyyid Taha hazretlerini gözünün önüne getirdi. Seyyid Taha, elinde bir kitap ile göründü.
Kitabı Seyyid Fehim'in önüne açtı.

Mutavvel'in o sayfasıydı.
O satırları açık olarak okudu.

Seyyid Fehim merakla dikkat ediyordu.
Hocası, o cümlenin arasında bir atıf vavı (ve harfi) fazla okumuştu.

Seyyid Taha hazretleri kaybolunca, Seyyid Fehim gözlerini açtı.
Molla Resul'ün o satırları okuyup düşünmekte olduğunu gördü.

Molla Resul'den izin isteyip, hocasından duyduğu gibi bir (ve) ekleyerek okudu.

Molla Resul bunu işitince;
- Mana şimdi anlaşıldı, dedi.

İkisi de iyi anlamıştı.

Molla Resul;
- Bu satırları yirmi senedir okudum, anlattım. Fakat hep anlamadan anlatırdım. Şimdi iyi anladım. Söyle bakalım bunu doğru okumak senin işin değil. Ben senelerce bunu anlayamadım. Sen nasıl anladın? Bu (ve)yi okudun, mana düzeldi" dedi.

Seyyid Fehim, mürşidi Seyyid Taha hazretlerini hatırlayıp yardım istediğini söyledi.
Mürşidinden nasıl öğrendiğini anlattı.

Molla Resul;
- İmandan sonra küfür yoktur, diyerek kitabı kapattı.
Seyyid Fehim ile birlikte Nehri'nin yolunu tuttular.

Onlar yolda iken Seyyid Taha hazretleri;
- Seyyid Fehim, güzel bir hediye ile geliyor, buyurdu.

Kısa bir müddet sonra geldiler.

Molla Resul, Seyyid Taha hazretlerinin sohbetine kavuşup, talebelerinden oldu.
Onun huzurunda manevi olgunluğa erişti.

Zahiri ilimlerde olduğu gibi, tasavvuf ilminde de yetişti.

www.gonulsultanlari.com