Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > Başka kitaba lüzum yok > Derviş beyin işini hallet!
Derviş beyin işini hallet!
Sultan Abdülmecid Han zamanıydı.
Derviş Bey diye biri Müks kaymakamıydı o zamanlar.

Bir gün, nasıl olduysa bir suç işledi bu kimse.
Erzincan müşiri bunu öğrenip, anında vazifesinden aldı onu.

Hatta yakalanıp hapsedilmesi için emir çıkarttı hakkında.
Derviş bey çaresizdi.

“Ne yapabilirim” diye düşünürken, Seyyid Fehim Arvasi hazretlerini “kuddise sirruh” hatırladı birden.

Gidip arzetti:
- Efendim, vazifeden alındım. Evet, kusurum vardı. Ama pişman olup tövbe ettim. Dileğim, affolunup hapisten kurtulmaktır. Erzincan müşirine bir mektup yazsanız da affedip vazifeme gönderse beni yine.

Buyurdu ki:
- Pirimiz Seyyid Taha hazretleri “kuddise sirruh” hayattadır. Ona git, o halleder bunu ancak.

Derviş Bey;
- Peki efendim! dedi.

Koşup gitti Nehri’ye.
Arz etti vaziyeti Seyyid Taha hazretlerine.

O büyük veli, dinledi onu.
- Üzülme. İnşallah hallederiz, buyurdu.

Müşire bir mektup yazıp verdi ona.
Derviş Bey, aldı mektubu, soktu koynuna.

Düştü Erzincan yoluna.
Vardığında gece yarısıydı.
Karanlığa gömülmüştü bütün şehir.

Düşündü ki:
“Şimdi bir otele ineyim. Yarın müşirle görüşür mektubu arz ederim.”
Bir otele doğru ilerledi.

Gördü ki, "iki memur" bekliyor kapı önünde.
Meğer her otelin önünde ikişer memur varmış.
Ve müşirin emriyle onu bekliyorlarmış.

Sordu memurlar:
- Derviş Bey siz misiniz?
- Evet, benim.

- Hoş geldiniz.
- Hoş bulduk.

- Buyurun efendim! Müşir sizi bekliyor.

Şaşırmıştı.
- Peki! deyip, vardılar Müşirin konağına.
Müşir, onu görür görmez sarıldı boynuna.

Dedi ki:
- Seyyid Taha hazretleri, sekiz gecedir rüyama giriyor. “Sana, çok sevdiğim Derviş beyi gönderiyorum. İşini hallet!” diye emrediyor.

Derviş Bey, cebinden çıkarıp uzattı mektubu.
Müşir açıp okudu.

Ve saygıyla öpüp sürdü yüz ve güzüne.
Derviş beyi affedip gönderdi eski vazifesine.

www.gonulsultanlari.com