Malatya’nın Darende ilçesinin Karadiğin köyünde medfun bulunan Hak dostlarından Tacüddin-i Veli hazretleri “rahmetullahi aleyh“, bir sohbetinde;
- İmanı olmayan kimselerin, sonsuz olarak Cehennem ateşinde yanacağını Peygamber efendimiz aleyhisselam haber vermiştir, buyurdu. Bu haber elbette doğrudur. Buna inanmak, Allahü teâlâya inanmak gibi lazımdır.
Ve ekledi:
- Sonsuz olarak ateşte yanmak ne demektir? Herhangi bir insan, sonsuz olarak ateşte yanacağını bir an düşünmüş olsa, korkudan aklını kaçırması lazım gelir ve bu korkunç felaketten kurtulmanın çaresini arar, öyle değil mi?
Dinleyenler;
- Elbette efendim, dediler.
- Halbuki bunun çaresi çok kolaydır. Bir kimse; (Allahü teâlânın var ve bir olduğuna, Muhammed aleyhisselamın Onun son Peygamberi olduğuna ve Onun haber verdiği şeylerin hepsinin doğru olduğuna inandım) dese, bu sonsuz felaketten kurtulur.
- Bu kadar mı hocam?
- Elbette. Bir kimse de, ben bu sonsuz yanmaya inanmıyorum, bunun için böyle bir felaketten korkmuyor ve bu felaketten kurtulmak çaresini aramıyorum derse, bu kimseye; “İnanmamak için elinde senedin, vesikan var mı? Hangi ilim, hangi fen inanmana mani oluyor?” diye sorarız.
Tabii ki vesika gösteremeyecektir. Senedi, vesikası olmayan söze ilim, fen denir mi? Milyarda bir ihtimal olsa bile, “Sonsuz ateşte yanmak” felaketinden sakınmak lazım olmaz mı? Az bir aklı olan kimse bile, böyle felaketten sakınmaz, sonsuz ateşte yanmak ihtimalinden kurtulmanın çaresini aramaz mı?
- Arar tabii efendim.
- Öyleyse her akıl sahibinin iman etmesi lazımdır. İman etmek için de vergi vermek, mal ödemek, yük taşımak, ibadet zahmeti çekmek, zevkli, tatlı şeylerden mahrum kalmak gibi sıkıntılara katlanmak da lazım değildir.
- Ya ne lazım hocam?
- Yalnız kalb ile, samimi olarak inanmak kâfidir. Bu inancını inanmayanlara bildirmek de şart değildir. Sonsuz ateşte yanmaya inanmayanın, buna çok az da bir ihtimal vermesi akıl icabıdır.
Şöyle bitirdi:
- Sonsuz olarak ateşte yanmak ihtimali karşısında, bunun yegane ve kati çaresi olan “İman” nimetinden kaçınmak, ahmaklık, hem de çok büyük şaşkınlıktır.
|