Semerkant’ta yetişen Velilerden Seyyid Alaaddin Ali Semerkandi hazretleri “rahmetullahi aleyh“, bir gün bazı gençlere;
- Evlatlarım, İslamiyet’i, dinini iyi bilen ve ahireti düşünen doğru alimlere sorup öğreniniz, buyurdu. Böyle mübarek insanların sözleri ve kitapları, tesirli olur. Bunların nefeslerinin bereketiyle, sözlerini yapmak kolay olur.
Şöyle devam etti:
- Fakat para kazanmak, rey almak, mevki makam elde etmek için din kitabı yazan, nutuk söyleyen, nakli esas almayıp da kendi kafalarına göre söyleyip yazan din hırsızlarının yanından ve kitaplarından kaçınız.
Sordular:
- Dini nereden öğrenelim efendim?
- Din, ancak “Ehl-i sünnet alimleri”nden veya onların kitaplarından öğrenilir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Fakat, yalnız öğrenmekle iş bitmez.
- Başka ne lazım hocam?
- Öğrendiklerini yapmak da lazımdır. Bir hasta, ilacını öğrenebilir. Fakat, ilacı kullanmadıkça, iyi olamaz. İlacı bilmek, onu iyi edemez. Bütün Peygamberlerin ve alimlerin milyonlarca sözleri ve binlerle kitapları, hep işlemek içindir. Bilmek, kıyamette şefaatcı değil, bilakis azab yapılması için hüccet ve şahit olacaktır.
Şöyle bitirdi:
- Peygamber efendimiz aleyhisselam; (Kıyamet günü, azabın en şiddetlisine, en kötüsüne düşecek olan, ilminin faydasını görmeyen, gidişi ilmine uymayan alimdir) buyurdu.
Huzurlu olmak için
Bir gün bazı gençlere buyurdu ki:
- İnsanların ayıplarını ifşa etmeyin. Bilakis örtün onları.
Ve sordu onlara:
- Niçin biliyor musunuz?
- Niçin hocam?
- Çünkü kim bu dünyada insanların aybını örterse Allahü teâlâ da kıyamet gününde onun günahlarını örter.
- Peki hocam, huzurlu olmak için ne yapalım acaba?
- Ahireti düşünün.
- Ahireti mi düşünelim?
- Evet. Ahireti düşünürseniz huzurlu olursunuz.
- Dünyayı düşünürsek?
- Dünyayı düşünen huzursuzluktan kurtulamaz.
|