En büyük alim ve Evliyalardan Seyyid Emir Külal “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sevdiklerine;
- Kardeşlerim, Allahü teâlâdan korkmalı, Onun rahmetinden ümit kesmemelidir, buyurdu. Ümit, korkudan çok olmalıdır. Böyle olanın ibadetleri zevkli olur.
Sordular:
- Gençler de öyle midir efendim?
- Hayır. Gençlerde korku, ihtiyar ve hastalarda ümit daha fazla olmalıdır.
Ve ekledi:
- Korkusuz ümit ve ümitsiz korku caiz değildir. Hadis-i kudside mealen; (Kulumu, beni zannettiği gibi karşılarım) buyuruldu.
- Başka âyet-i kerime var mı efendim?
- Var. Bir âyet-i kerimede de mealen; (Allah, bütün günahları affeder. O gafurdur, rahimdir) buyuruldu.
Ve ilave etti:
- (Allah korkusundan ağlayan, Cehenneme girmez) ve (Benim bildiğimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız) hadis-i şerifleri de, korkunun fazla olması lazım geldiğini göstermektedir.
Amelsiz ilim, vebaldir
Bir gün de sohbetinde;
- İyi biliniz ki, amelsiz ilim, insanı kurtaramaz, buyurdu.
Ve sordu onlara:
- Bir kimse, dağda bir aslana rastlasa, yanında tüfeği ve kılıcı bulunsa, bunları kullanmasını da iyi bilse, ne kadar cesur olursa olsun, bu aletleri kullanmadıkça, aslandan kurtulabilir mi?
- Kurtulamaz efendim, dediler.
- İşte bunun gibi, bir kimse ne kadar ilim sahibi olursa olsun, bildiğine göre hareket etmezse, ilminin faydası olmaz.
Sordu yine:
- Bir tabib de hastalansa, hastalığını teşhis edip ilacını da bilse ve bu ilaç hakikaten o hastalığa çok iyi gelse, ilacı kullanmadıkça, şifa bulabilir mi?
- Bulamaz tabii efendim.
- İşte insan ne kadar ilim edinse ve ne kadar çok kitap okusa da, bildiklerini yapmadıkça faydasını göremez.
|