Büyük Velilerden Ebu Said-i Ebül Hayr “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, itikat edilecek şeylerde Ehl-i sünnet mezhebine uymayan inanışı olan bir Müslüman, ahirette Cehenneme girmekten kurtulamaz, buyurdu. İmanı doğru olanın, ibadetinde gevşeklik olursa, tövbe etmese bile, affedilebilir.
Sordular:
- Tövbe etmese bile mi efendim?
- Evet. Allahü teâlâ, o Müslümanın doğru imanı hürmetine onu affedebilir. Affedilmese bile, azab çektikten sonra, Cehennemden kurtulup sonsuz olarak Cennete girer.
- Yani itikat çok mühim, öyle mi efendim?
- Evet. İşin başı, itikadı düzeltmektir. Büyük zatlardan biri; (Bütün keşif ve kerametleri bana verseler, fakat, Ehl-i sünnet vel cemaat itikadını vermeseler, kendimi harap bilirim. Keşif ve kerametim olmasa ve kabahatim çok olsa, fakat Ehl-i sünnet ve cemaat itikadını ihsan eyleseler, hiç üzülmem) buyuruyor.
İyi Müslüman nasıl olur?
Bir gün de;
- Efendim, iyi bir Müslüman nasıl olmalıdır? diye sordular.
Cevaben;
- Müslüman, kimseyi üzmeyen, kimseye yük olmayan kişidir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Resulullah efendimiz “aleyhisselam”; (Müslüman demek, Müslümanlara eli ile, dili ile zarar vermeyen kimse demektir) buyuruyor.
İmanı kâmil olanınız
Bir gün de;
- İyi Müslüman ne ile belli olur efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Güzel ahlakıyla, buyurdu.
- Yani ahlakı güzel olan, iyi Müslüman mıdır efendim?
- Evet. Hadis-i şerifte; (İmanı kâmil olanınız, ahlakı güzel olanınızdır!) buyuruldu. Görülüyor ki, iman bile, ahlak ile, insanlara faydalı olmakla ölçülmektedir.
|