Evliyanın büyüklerinden Alâüddîn-i Attâr “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, fakirlikten korkarak, hasislik yapmayınız, buyurdu. Âyet-i kerimede mealen; (Şeytan, sizi fakirlikle korkutur ve fuhuş işlemeye sürükler) buyuruldu.

Şöyle devam etti:
- Fakir olunca üzülmeyiniz ki, Allahü teâlâ servet de ihsan eder. Geçici serveti değil, gerçek serveti elde etmeye çalışınız.

Sordular:
- Gerçek servet nedir efendim?
- Ahirette sonsuz olarak rahat etmektir. Dünya sıkıntıları, ahiret rahatlığına sebep olur.

Ve ekledi:
- Hadis-i şerifte; (Çoluk çocuğu çok ve rızkı az olup, namazlarını, şartlarına uygun olarak kılan ve Müslümanları gıybet etmeyen, Kıyamette benimle birlikte haşr olunacaktır) buyuruldu.

Şöyle bitirdi:
- Bir hadis-i şerifte de; (Allah yolunda gaza edenlere müjdeler olsun! Çoluk çocuğu çok ve kazancı az olup, halinden şikâyet etmeyen ve evine neşe ile girip, gülerek çıkan kimse de gazilerdendir) buyuruldu.

Muhtaçlara verin!

Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, Allahü teâlânın size verdiği nimetlerden, muhtaç olanlara verin, buyurdu. Yoksa elinizden çıkar.

Sordular:
- Elimizden çıkar mı efendim?
- Evet. Hadis-i şerifte; (Allahü teâlâ, bazı kullarına çok nimetler vermiş, bunları dertli kullarına derman için sebep yapmıştır. Bu nimetleri muhtaç olanlara vermezlerse, ellerinden alıp, başkalarına verir) buyuruldu.

İnsanları sevindirin!

Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, Müslümanları sevindirmeye bakın. Bu, Allah indinde çok kıymetlidir, buyurdu.

Ve ekledi:
- Hadis-i şerifte; (Farzlardan sonra, amellerin en kıymetlisi, bir Müslümanı sevindirmektir) buyuruldu.