Büyük Velilerden Ebu Said-i Ebül Hayr “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir gün niyetin öneminden bahsederken;
- İslamiyet’te niyet o kadar mühimdir ki, dinimizin emrettiği bir şey, Allah için değil de dünya menfaati için yapılırsa, makbul olmayıp, dünya işi sayılıyor, buyurdu.
Ve ekledi:
- Herhangi bir dünya işi de, ahiret menfaati için yapılırsa, ibadet halini alıyor.
Ve misal verdi:
- Mesela müminler, zevcesinin ağzına götürdüğü her lokmada sevap kazanıyorlar.
Şöyle devam etti:
- Bu hadis-i şerifi göz önüne alarak, düşüncesini temizleyen ve niyetini düzelten bir kimse, yemekte, içmekte ve her türlü dünya işlerinde ahiret faydasını gözeterek, sevap kazanmak fırsatını elden kaçırmaz.
Şöyle bitirdi:
- İnsanlar, bütün iş ve ibadetlerinde, dünya menfaati aramaya alıştırılırsa, menfaatperestlik, egoistlik hasıl olur. Halbuki İslamiyet bunu istemiyor.
- Ya neyi istiyor efendim?
- Nefslerin böyle kötü isteklerini yatıştırmayı, maddicilikten fedakârlık etmeyi, menfaatçi olmamayı, velhasıl ahlakın ve ruhun temizlenmesini ve yükselmesini istiyor.
Cennet ve Cehennem dolacak
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, Allahü teâlâ Cenneti ve Cehennemi yarattı ve her ikisini de insan, cin ve melekle dolduracaktır, buyurdu. İnsanların ve cinlerin çoğu Cehenneme girecektir.
Ve ilave etti:
- Fakat, mahluklarının çoğunu Cennete koyacak, rahmeti gazabını aşacaktır. Çünkü, cinler, bütün insanların on katından daha çoktur. Melekler de, cinlerin on katından daha çoktur. Meleklerin hepsi Cennette olduğundan, Cennettekiler daha çok oluyor.
|